Bölüm 14: Kaderin Tek Avı

6.4K 384 51
                                        

"Solan çiçekleri yeniden canlandırmak için onu kökünden koparmak gerek. Bende yeniden canlanabilmek için her şeyi baştan yazmaya karar verdim."

Şarkı: Gesaffelstein & The Weeknd - Lost in the Fire

"Sakin ol." diye kulağıma fısıldadı Arslan. "Kimse şu an buraya yeni bir kız geldiğinden haberdar değil, tabi şu yılan gözlü Ceyda ve onun yandaşları hariç... Kıza karşı kötü bir düşüncem yok ama cin gibidir kendisi."

Öğretmen sınıfa girdiği an kimse saygısızlık etmeyip ayağa kalktı. Yani neye saygısızlık yapmadılar bilmiyordum ancak okuduğum kitaplarda hep tüm öğrenciler öğretmeni aşağılayan tiplerdi. Sanırım burası gerçek hayat olduğu için böyle bir şeyle karşılaşmayacaktım.

Öğretmen oturun komutu verince herkes yerine oturdu ve öğretmen yoklamayı almayı başladı. Herkesin ismini teker teker okurken sıra bana gelmişti.

"Anlaşılan sınıfımıza yeni bir öğrenci gelmiş. Günce? Kendini tanıtmak ister misin?"

Öğretmenin sözünden sonra ayağa kalktım. Tüm gözler benim üzerimdeydi. Arslan'ın bahsettiği kızlar hariç herkes beni yeni fark etmiş gibiydi. Hatta çoğu kişi beni dersten önce nasıl fark etmediğine hayret ediyordu. Hayret etmekte haklıydılar. Geldim geleli Alp'in dibinden ayrılmamıştım.

"Günce Kibrit ama yakında soyadım değişecek, Kara olacak."

Soyadım zaten velayet davasından sonra değişeceği için şimdiden onlara bunu söylersem ileride kimse soyadım değiştiği zaman sorgulamazdı. İleride gereksiz uzun açıklamalara hiç gerek yoktu bence. Herkes soyadımın nasıl ve neden değiştiği ile ilgili sorular soracağı için onlara babannemin beni yurda verip ailemden kaçırdığını anlatamazdım. En uygunu şimdilik beni öldü bildikleri için onlarla olamadığımı bilseler yeterdi.

Kısa tanıtımımdan sonra öğretmen "Alp ve Arslan'la herhangi bir bağlantın var mı? Sanırım onlarla aynı soyada sahip olacaksın." diye sordu merakla. Başımı salladım ama ben cevap veremeden Arslan benden önce davrandı. "Kendisi benim en sevdiğim üçüzüm hocam."

Sınıfta aniden bir uğultu olurken ismini bilmediğim bir çocuk "Kolejin ismi Günce Kara, yoksa o Günce sen misin?" diye sordu hayretle. Ben ağzım açık ona bakarken başka biri "Ha sen şu Kara'ların öldü bildiği kızlarısın değil mi?" diye sordu. Bir başkası araya girdi. "Sen Kara'ların tek kızı mısın yoksa?"

Hiçbir soruya cevap vermedim. Ardından ondan sonra gelenlerede... Daha ilk dakikadan soru yağmuruna tutulmak biraz rahatsız edici olmuştu şimdiden. Merak etmeleri normaldi ancak birilerini rahatız edecek kadar çok soru sormaları ve sanki onları yanıtlamak zorundaymışım gibi gözümün içine bakmaları rahatsız ediciydi işte. Daha kendime alıştıramadığım şeyleri onlara anlatmak benim için neredeyse imkansıza yakındı.

"Çocuklar! Arkadaşınız gelir gelmez onu soru yağmuruna tutmayın! Ayrıca o size anlatmadıkça ona özel hayatı ile ilgili soru sormak çok ayıp, şimdi ders vakti." Öğretmen bütün sınıfı cümleleriyle sustururken yerime oturdum. Herkes susmuştu ama kimsenin bana bakan gözleri susmuyordu işte. Merak böyle bir şeydi. İçini kurcalardı ama gerçeği öğrendin mi 'keşke' dersin hep. Keşke öğrenemeseydim de o merak hep içimde kalsaydı dersin. Eminim buradaki herkes hayatımı öğrenseydi merakla bakan gözleri acımaya dönerdi.

GÜNCE | Gerçek Ailem (YKS SONRASI DEVAM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin