0.9

21.7K 1.3K 177
                                    

Emir'in Bakış Açısından

Arabada sessizlik hakimdi. Sadece motorun uğultusu ve arada bir lastiklerin yoldaki ufak çukurlara girip çıkarken çıkardığı ses duyuluyordu. Ön koltukta oturan Sarp direksiyona sıkıca tutunmuş, sinirle dudaklarını ısırıyordu.

Yanımda, başını omzuma yaslamış Enda vardı. Onun bu kadar yakın olması garipti ama şu an bunu düşünecek durumda değildim. O kadar sessizdi ki…

Nefes alıp verişi çok hafifti.

Elim farkında olmadan başının yanında kaldı. Uyuyor muydu? Yoksa sadece gözlerini mi kapatmıştı? Bilmiyordum. Ama bir şeyler yolunda değildi.

Halsizdi. Çok halsizdi.

Arabaya bindiği andan itibaren hiç konuşmamıştı. Normalde bir insan eve götürülürken tepki verir, en azından bakışlarıyla öfkesini belli ederdi. Ama Enda… hiçbir şey yapmamıştı.

Bu iyi bir şey değildi.

Gözlerimi ona kaydırdım. Uzun kirpikleri hafifçe titriyordu, ama göz kapaklarını açmıyordu. Dudakları soluktu. Bedeni, sanki varlığını bile unutmuş gibi, tamamen hareketsizdi.

İçimde bir şey kıpırdadı.

Bilmiyorum… ama garip bir histi.

İçimi sıkan, midemi bulandıran… Tanıdık ama bir o kadar da yeni bir his.

Endişe.

Neden endişeleniyordum ki? O benim için kimdi? Daha kaç gün önce hayatımıza zorla dahil olmuş, bambaşka bir aileden gelen, yabancı biriydi. Ama…

Ama kardeşimdi.

Bunu ne kadar kabullenmeye direnirsem direneyim, bunu değiştiremezdim.

O benim kız kardeşimdi.

Ve şu an çok kötü görünüyordu.

Gözlerimi tekrar ona çevirdim.

Bu kızın yüzünde neden hiç renk yok?

O kadar solgun görünüyordu ki…

İçimde garip bir korku oluştu.

Onun hakkında ne biliyorduk? Ne yaşadığını? Daha birkaç hafta önce başına gelenleri öğrendik ve onu direkt hayatımızın içine atmaya çalıştık. Ama kimse ona gerçekten ne hissettiğini sormadı. Kimse onu dinlemedi. Kimse ona "İyi misin?" demedi.

Kendi ailemden soğuduğumu hissettim. Neden herkes ona bu kadar kötü davranıyordu?

Neden annemler ona kucak açarken abilerim, özellikle de Sarp, onu düşman gibi görüyordu?

Hâlâ tam anlayamıyordum. Ama bu kızın gözlerindeki boşluğu gördüğümde… Gözlerini kaçırmasını, sürekli küçük kaldığını hissetmesini izlediğimde…

Bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyordum.

Yutkundum.

"Evden kaçmak zorunda kalacak kadar kötü mü davranıyordunuz?" diye sormak istedim. Ama söyleyemedim.

Bu düşüncelerin arasında farkına bile varmadan elimi hafifçe kıpırdattım ve onun koluna dokundum.

Sıcak değildi.

Hatta çok soğuktu.

Kaşlarımı çattım.

Normal değil.

Bu kız sabahtan beri yemek yedi mi? Suyu bile içti mi?

Düşünceler beynimde çığ gibi büyümeye başladı. Arabaya binmeden önce bile bitkin görünüyordu.

ENDA • Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin