Selamlar ben geldimmmm
Bir sonraki bölüm iki hafta sonra.
Bölüm sonrası kanala beklerim.
Keyifli okumalar :)
🪐
Büyük bir hazırlık vardı bugün. Ev resmen savaş alanı gibi bir şey olmuştu, herkes bir yerlere konuşturuyor, her odadan başka bir ekip çıkıyordu. Nihayet o gün gelmişti ve biz bugün evleniyorduk. Daha doğrusu evliliğimizi duyurmak maksadıyla bir organizasyon yapıyorduk.
Benim için o kadar da önemli değildi düğün, çok fazla hoşlanmazdım zaten. Ama düğün olacaksa da olmasın diyemezdim.
O kadar heyecan vardı ki üzerimde. Dün gece dahi yalnızca basit bir kutlama olarak gördüğüm bu şey, gün itibari ile çok daha fazlası olarak gelmişti gözüme. Herkes o kadar büyük bir telaş içindeydi ki o stres ister istemez siniyordu üzerime.
Teyzem bu sabah gelmişti, bugün cumartesiydi ve dün bile dersi vardı ne yazık ki. Düğün sabahı gelmek zorunda kalmıştı. Hafta sonunu ve aldığı izni birleştirip dokuz gün olarak ayarlamıştı, haftaya pazar günü akşamdan geri gidecekti.
Dilek Hanım sürekli bir koşuşturma peşindeydi, Şebnem desen bebekle uğraşıp duruyordu. Bir yandan saç ve makyaj için gelen ekiplerden biriyle halletmeye çalışıyordu ancak beş dakikada bir kızı ya ağlıyor ya da huysuzluk yapıp kucak istiyordu bu sebeple de saatlerdir saçı dahi tam olarak yapılmamıştı.
Teyzeme gelirsek, o en fenasıydı. Başımda durmuş saçım ve makyajım ile ilgilenen ekibe sürekli bir şeyler söyleyerek yaptıkları işin yanlış olduğunu anlatıp kendi anlattığı şekilde bir stil istiyordu. Ona karışmayı bırakalı epey bir zaman olmuştu, yalnızca arkama yaslanmış kahvemi içerek beni hazırlamalarını bekliyordum.
Gelinliğim o kadar güzeldi ki... üzerinde asla abartı bir şey yoktu. Yalnızca kumaş ve tül olarak sade bir gelinlikti. Önden dekoltesi güzel bir şekilde iniyordu arka dekoltesi ise yine aynı stil olarak v şeklinde sonuna kadar iniyordu. Çapraz şekilde ince iki tane ip vardı sırt dekoltesinde. Kolları tüldendi ve uzundu ve derin yırtmaç ile de tam aradığım tarzda bir gelinlikti.
Gelinlik ararken hem içinde rahat edebileceğim hem de gelinlik gibi durmayan, daha çok nikah elbisesi tarzında bir şeyler düşündüm hep. Hiçbir zaman kabarık gelinlik giyinip içinde bütün gün rahat edemediğim ve taşımakta zorlandığım bir gelinlik hayal etmemiştim zaten.
Düğün otelde olacaktı. Otel zaten fazlasıyla şık ve bu tür organizasyonların hep olduğu bir yerdi, benim açımdan da hiçbir sıkıntı yoktu. Zaten evlenmiştik biz, gerisi pek de umrumda olan bir şey sayılmazdı. Ama Dilek Hanım'ın da dediği gibi adet yerini bulmuş olsun.
Sanırım Türk olmadığım için bu tarz konular benim için pek bir anlam ifade etmiyordu, hatta düğünü dahi sırf ekstra güzel görünebilmek ve makyaj, takı, kıyafet konusunda istediğim kadar abartabileceğim bir gün olduğu için kabul etmiş bile olabilirim.
"Çok sıkıldım!" Diye bir nida koptu dudaklarımdan. İyice arkaya doğru attım başımı.
"Efsun!" Alnıma vurarak dikleşmemi sağladı teyzem. "Saçın bozuldu." Rahat durmadığım için azar işitmiştim.
"jam mërzitur" sıkıldım diye söylendim bir kez daha. Ağlamaklı çıkmıştı sesim.
"ka mbetur shumë pak" Çok az kaldı dedi ama az filan kaldığı yoktu daha makyaja bile geçilmemişti.
"A është kjo grua vjehrra juaj dhe e Shebnem?" Şebnemle senin kayınvaliden bu kadın mı? Bebekle uğraşıp diğer yandan Şebnem'in hazırlanması için yardımcı olan Dilek Hanım'a bakarak sordu. "Nuk është aq keq sa thonë" söyledikleri kadar kötü değil. şaşırır gibi dudaklarını büzdü. Gözlerimi devirip devam etmemesi için uyardım ama dinlemedi beni.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFHA
ChickLit"Ne iş yaptığımı sormadın?" dedi sorarcasına. "Mesleğinden önce merak ettiğim başka sorular vardı." "Alabildin mi peki cevabını?" diye sordu. "Evet." "Sonuç ne peki?" diye merakla sordu bu kez. Dirseği masaya yaslıydı ve diğer eli hafif kirli sa...