Sonradan eklenen not:
Güncelleme olduğu için bir diğer yarısı siliniyordu ama nihayet düzeldi. Part 2'de bu bölümde. Üstelik ikinci bir bölüm uzunluğunda. Yani bu hafta iki bölüm birden okumuş olacaksınız.Çok kritik ve Keyifli bir bölümle geldik.
Keyifle okuyun.Fakat neredeyse hiç yorum yapılmıyor. Yorum sınırı koymayacağım, ancak bölüme yeterince yorum sayısı yapılmadığı sürece diğer bölüm için acele etmeyeceğim. Bizi satırlarda yalnız bırakmayın♡
◉◍
18.BÖLÜM| "KASATURA"
Ardımızda bir mahşer konvoyu vardı. Kıyamet kopuyordu sanki. Buna ikimiz sebep olmuştuk. Fakat ben ateştim, Sancar barut. Ben fırtınaydım, O kasırga. Bir noktada geçmemem gereken çizgiler olduğunu biliyordum, O'nun ise bir çizgisi yoktu.
Öfkesi, şiddetliydi. Durdurulamazdı.
"Sancar," diye fısıldadım dudaklarımız birbirini koparırcasına ayrıldığında. Nabzım, şah damarımda seğiriyordu. Tenim uyarılmıştı. "Gözlerine bak," Parmak uçlarımla kirpiklerine dokundum. "Bu gece orada bir canavar var, yüzyıllardır uyanmak için bu ânı beklemiş gibi..." Göz kapakları ağır ağır o kara gözlerini örtüp, tekrar kalktı.
Fakat bir canavarın kalbi olur muydu? O'nun çok güzel bir kalbi vardı.
Görüyordum. Bu gece O'nun gözlerinin içinde gölgeler; gölgelerin ardında pusuya yatmış bir canavar vardı.
Yanağımda ki parmakları açılarak kafamın sol tarafını tamamen avucunun içine aldığında, çenem O'nun tarafından biraz daha yukarıya kalktı. Hâlâ kucağındaydım. İçimde bir yerlerde, hiç keşfetmediğim, bastırılmış ve inkâr edilmiş, engin sınırlarımda dolanan duygular olduğunu farkediyordum. Bu farkediş, yanaklarıma şüpheli bir kızarıklık olarak yayılmıştı.
"Seni o ormanda, yaralı bir hâlde gördüğümden beri kafamın içini yokluyorum." Dudakları dudaklarımda üzerinde hareket ediyordu. "Kafamın içinde ki şeytanları, delileri ve cellatları teker teker yokladım. Dönüp baktığımda, hepsinin ortak bir noktası varmış. Hepsi sana; senin için, senin uğruna, kafasının içini bile yakarmış."
Bir kez daha dudakları dudaklarımın üzerine örtüldü.
Dudakları ihtiraslı, dudakları alacaklı, dudakları tutkulu ama dudaklarının temassı en çokta özlem yüklü. Sancar beni özlüyordu.
Çok uzun zamandır, yanında olduğum her ân.
O'na karşılık vermek öyle zordu ki, yetişemiyordum verdiği heyecana; arzuya, hazza... Sanki kalbim milyonlarca kez göğüs kafesime çarpmışta, kaburga kemiklerim zedelenmişti. Göğsüm ağrıyordu.
Bir milim geriye çekildim. "Sancar..."
"Seni bir kez daha öpmek felaketim olacak demiştim," diye fısıldadı nefesi sus çizgime çarptığında. Adem elması sertçe boğazından aşağıya kaydı. "Bir canavarın da, felaketi olabilirmiş."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂFİTAP
Mystery / Thriller#Anlaşmalı evlilik Derler ki; aşkın fizik kanununda, seni kuvvetle kendisine çeken insandan uzaklaşmaya çalıştıkça, onun etrafında dolanmaya başlarsın. • • • *Kurgunun bütün hakları bana aittir! En ufak bir çalıntı durumunda, gerekli işlemler başla...