2-Geçmiş ve Yalanlar

6.5K 524 149
                                    

Medya: Kardelen'in kolyesi.

İyi okumalar...

Oy verip yorum yapmayı unutmayın. ⭐

.

.

.

.

.

Bazen hayat bizi hiç ummadığımız ya da beklemediğimiz durumların içinde bırakır.

Bundan çok değil daha sadece bir gün önce kendimi bambaşka bi ailenin arasında bulmayı beklemiyordum mesela.

Bir gece yarısı yıllardır beni öldü sanan öz annem ve babamın kapıma dayanmasını beklemiyordum.

Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde bir gece apar topar bu koskoca eve getirildiğimde biricik(!) abilerimin böyle davranması sa beklenmediklerin en kalp kıranıydı.

Şu an karşımda durmuş yıllardır beni hiç unutmadığını söyleyen öz abim ise heyecan verici bir beklenmedikti.

Bunca yıl beni nasıl ölü sanmışlardı, nolmuştu da gerçek ailemden koparılmıştım, bunların hepsi planlı bir olay mıydı yoksa sadece basit bir çocuk kaçırılmasıydı hiçbir fikrim yoktu.

Ama her ne olmuşsa ben ömrümün ilk 5 senesini birlikte geçirdiğim aileme dair hiçbir şey hatırlamıyordum.

Karşımdaki çocuksa durmuş bana beni hiç unutmadığını söylüyordu.

Göğüs kafesimi yumruklayan kalbimin sebebi o muydu yoksa söyledikleri miydi bilmiyordum.

Utandığımı hissettiğimde kızardığına emin olduğum yanaklarım dudaklarımda oluşan tebessümle gerilmişti.

Ellerimi kaldırıp utana sıkıla cevap verdim.

"Seni hatırlamadığım için özür dilerim." Sanırım özür dilediğim için kaşlarını çatmıştı. "Yaşım çok küçük olduğu için o zamana dair pek bir şey hatırlamıyorum maalesef."

Buruk bir tebessümle bana baktı.

"Özür dileme. Senin suçun olan bir şey yok. Böyle olmasını sen istemezdin."

Sessiz kurduğu cümleler sonucu ona ufak bir tebessüm gönderdim. Bir süre sessizce ayakta durup birbirimizi izledikten sonra bakışmak garip geldiği için aklıma gelen ilk şeyi sordum.

"İşaret dilini nerden bilyorsun?"

"Ortaokuldan beri tanıdığım çok yakın bir arkadaşım da konuşamıyor. Anlaşmamız kolay olsun diye öğrenmiştim."

Anladım dercesine kafamı yavaşça aşağı yukarı salladım.

"Kahvaltı hazırdır. Hadi gel yemek odasına geçelim."

Kerem'in yönlendirmesiyle beraber yemek odasına geçtiğimizde masaya ilk onun oturmasını bekledim. Daha sonrasında gidip onun sol tarafındaki boş yere oturdum çünkü şu an kendimi en rahat hissettiğim yer onun yanıydı. Elbette bunun en büyük sebebi beni görmezden gelen diğerleriydi.

Kerem onun arkasından giderek yanındaki boş yere oturduğumu görünce dönüp bana gülümsedi. Aynı içtenlikle ben de ona gülümseyince masada bir ses duyuldu.

"Ooo abi, bakıyorum da kardeşinle şimdiden iyi anlaşmaya başlamışsın." Bunu söyleyen ikizimdi. Kardeşinle kısmını ima yaparak söylediğinde yüzümdeki tebessüm soldu. Ben onun da kardeşi, ikiziydim. Neden sanki bir yabancıymışım gibi konuşuyordu?

KARDELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin