Bir çıkmazda gibiydim, kalan son nefesimle çığlık çığlığa bağırıyor kaçmaya çalışıyordum ama sadece çalışıyordum. Sonunda soğuktan titreyen bedenimle sarayın avlusuna bedenim düştüğünde bana doğru koşan tanıdık yüzlere bakmadan kalan son gücümle onun odasına koştum. Asla ona gitmeyecekti adımım sözümü tutuyordum çünkü şu an koşuyordum, o yol eziyet gibi geçmiş iken odasının kapısını açana kadar bir ömür gibi geldi her şey. Kapısını açtığımda onun yanında durup terini silen Helena ile göz göze geldim, bu panik halimi gören kadın hızla ayağa kalktığında ardıma gelen Aria'ya baktım.
- Ne gerekiyor!
Beni anlamayarak kalakaldığında üzerimdeki pelerini yere fırlattım
- neler oluyor Teressa!
Konuşan Helana'yı duymuyordu kulaklarım hızla yatağa ilerleyerek üzerine çıktığımda bedenine yakın olduğum adamı umursamadan arkama baktım
- Ne gerekiyor dedim!
Öfkeyle sorduğum bu soru karşısında titreyen kız
- yanında uzanmalısınız, sizi hissetmeli. Varlığınızdan ve teninizden emin olmalı, diye konuştu
Beklemeden üzerimdeki korseyi yırtarcasına çıkardım
- hepiniz çıkın dışarı! Dedim gözümden akan yaşla
Anlam veremeyen kadınlar kapı eşiğinde beliren Alex'e doğru yöneldi, Aria titreyen eliyle korsemi yataktan çektiğinde burnumu çektim
- en hızlı nasıl uyanır?
Gözlerimdeki çaresizliği gergince izleyen kız gözlerime baktı nasıl olacağını biliyorsun der gibi, sessizce çıktığında kapı kapandı ve ben katilim ile yanlız kaldım. Üzerindeki örtüyü sıyırarak sargılı gövdesini açtım, sargıları parmağımla paramparça edip halen daha taze gibi duran yaralara dokundum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağ
FantasyKaderin bana oynadığı o cilveli oyundu karnımdaki bağ. İki krallığın acımasız savaşının ortasında kalmış hamile bir kadın mı? Ondan hamileydim ve daha onun kim olduğunu bile bilmeden... Kehanet gercekleşmişti, iki krallığın efendisi bir Vamp...