BÖLÜM 8

6.8K 631 80
                                    

Selamlar sözleştiğimiz gibi bugün buradayız. Bölümü okuduktan sonra kanala gelmeyi unutmayın.

Eğer Nefha ile ilgili editleriniz olursa kitaplarinicyuzu_ hesabındayız, beni etiketleyebilirsiniz çok mutlu olurum  :)

Keyifli okumalar

🪐

Hastaneye vardığımızda Şebnem doğumhaneye çoktan alınmıştı. Çetin abi koridorda gerginlikle dolanıp duruyordu, Rüzgar abisini görür görmez birkaç adımda yanına vardı ve birbirlerine sarıldılar.

Bir kaç gün öncesinde gördüğüm adamdan eser yoktu resmen, o kadar savunmasız ve endişeli görünüyordu ki. Asla böyle bir tepki beklemiyordum ondan, daha soğukkanlı ve sakin bir şekilde Şebnem'in doğumunun gerçekleşmesini bekler diye düşünüyordum gelmeden önce.

Bir kaç saat Çetin abi ile beraber doğumhanenin önünde bekledik fakat sonra aklıma heyecandan unutulan küçük bir detay geldi ve Rüzgar'a söylemek için yakınına gittim.

"Yoruldun mu? İstersen seni eve bırakayım." Beklemekten yorulmamıştım ama birazcık sıkılmıştım doğrusu.

"Hayır yorulmadım, bekleyeceğim sizinle. Sadece bir şey söylemek istedim." İlgi odağını bana verirken vücudu biraz daha bana doğru yanaştı.

"Şebnem çok hayat dolu bir karakter, yani gördüğüm kadarıyla öyle ve eminim küçük bir sürpriz hoşuna gidecektir. Gözünü açar açmaz fazlasıyla yorgun olacak, biraz olsun enerjisini toplaması için odasını o çıkmadan süslesek olur mu? Bence çok hoşuna gider." Yanağıma ulaşan parmakları narince okşadı bulunduğu noktayı.

"Nereden aklına geldi?" diye sordu şaşkınca.

"Geldi işte, kantinde süs malzemeleri bulunuyordur bence. Çocuk hastalar için hastanede kutlama yapıldığı çok oluyor çünkü, bir kaç hastane kantininde görmüştüm. Eğer burada da varsa inip alalım. Elimizdekilerle güzel bir hoş geldin kutlaması yapalım bebek için."

Rüzgar bu fikrimden fazlasıyla memnun görünüyordu. Dudağının kenarındaki ufak sırıtış dikkatimden kacmamıştı, ailesini benimsemem her seferinde hoşuna gidiyordu. Gülüşünü saklamaya çalışıp belli etmemeye çalışıyordu bazı zamanlar ama fark ediyordum.

Kantinden aldığımız balonlar ve bir kaç süs malzemesi ile odayı Rüzgar'la beraber süslemeye başladık. Bebeğin henüz ismi belli değildi, en azından ben bilmiyordum bu yüzden aldığım renkli karton ve tahta kalemi ile yazdığım yazıda kendisinden bebek diye bahsetmiştim.

Süsleme boyunca Rüzgar ile birbirimizle uğraşıp durduğumuz için birazcık geç bitmişti işimiz. Aslında benim yaptığım bir şey yoktu, daha çok Rüzgar benimle uğraşıyordu. Büyük bir dikkatle uğraşırken arkasından sinsice yaklaşıp balonu patlatmam onu tetiklemiş olabilir ama benim bir suçum yoktu.

Odayı kendimizce hoş bir şekilde süsleyip çıktığımızda Çetin abi hala sabırsızca bir bekleyiş içerisindeydi. Rüzgar'ın anne-babası da gelmek istemişti fakat Poyraz onlardaydı bu yüzden bu gece bekleyip yarın sabah erkenden geleceklerdi.

Beş saatten fazla bir süre bekledikten sonra nihayet Şebnem çıktı ve normal odaya alındı. Bebeği götürdükleri zaman uzaktan görmüştüm ama detaylı bakamamıştım, Çetin abi hiç bakmamıştı. Önceliği eşi olmuştu ve Şebnem'in sedyede yatan yorgun bedenine odaklanmıştı.

Şebnem kendine gelir gelmez ilk eşini sayıklamıştı. Çetin abi de sanırım bunu bildiğinden ilk önce eşinin yanına gelip bebeği görmeye gitmemişti. Beraber görelim çocuğumuzu demişti. Şebnem odayı fark ettiği an yüzünde oluşan gülümseme o kadar değerliydi ki. Beğeneceğini ve hoşuna gideceğini biliyordum ama bu kadar mutlu olacağını tahmin edememiştim. Şebnem biraz toparlandıktan sonra hemşire içeri girip bebeği getirmişti. O kadar ufaktı ki...

NEFHA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin