Ahu'dan
Kafedeydik.
Hani şu mahallemizdeki tek kafede.
Abim, ben, Eda bir de maviş.
"Ne zamandır?" diye sordu abim.
"Valla bana kalırsa aylar önce mavişle oynadığımız basketbol oyunundan beri ama mavişinkini bilmiyorum." dedim. Abimin gözleri büyüdü. Elini ağzına götürdü.
"Sırtımdan bıçaklandım." dedi. Sonra ciddileşerek masaya doğru yaklaştı. "Demek ki seni arkadaşlarımla tanıştırmamalıymışım, küçük hanım."
"Ben yine de mavişi televizyonda görüp aşık olabilirdim. Hem öyle de oldu diyebiliriz. Bir ay önce televizyona çıktığında aşık olduğumu fark ettim. Yani senin arkadaşın olmasıyla bir ilgisi yok." Abim dudaklarını araladı. Kapattı. Tekrar araladı. Tekrar kapattı. Omuz silkip geriye yaslandım. "Gönül bu." dedim. "Ota da konuyor-"
"Öhöm öhöm." diye yalandan öksüren mavişle, sırıttım.
"Abinin arkadaşına da diyecektim." Önümdeki meyve suyumdan bir yudum aldım. " Bu kadar niye büyütülüyor anlamadım gitti. Mesela ben, sana Eda'dan nasıl hoşlanırsın diye hesap soruyor muyum?" Abimi bir anda öksürük krizi tuttu. Eda gülümseyerek meyve suyundan ona uzattı. " Yo sormuyorum." Bakışlarını kaçırdı. "Yani aşk bu ota da konuyor-"
"Öhöm öhöm." Bakışlarımı mavişe çevirdim.
"Gıcık tuttuysa bir su mu içiversen?" Gülümsedi. Ona bakakaldım. Derin bir nefes alıp, tekrar abime döndüm. "Hem aramızda bir şey olduğu da yok."
"Ona sarılıyordun!" Parmağıyla Egemen'i gösterdi.
"Sevgilime elbet sarılacağım." dedim.
"Egemen kısa süre önce birisiyle fotoğraflandı." diye ispiyonladı ama o kız zaten bendim. Konseri kast ediyordu.
"Çıkarttırmayı düşünüyorum ileride çoluğumuza çocuğumuza gösteririz."
"Öhöm öh-"
"Ama maviş su iç dedim ya!" Uzanıp kahvesinden bir yudum aldı. "Yarasın canıma." dedim. Sonra abime geri döndüm. "Dediğim gibi arkadaşın odun olduğundan benden hoşlandığını hâlâ dile dökmedi. Bu yüzden aramızda bir şey yok." Bakışlarımı mavişe çevirdim. "Odun dedim ama alınmadın değil mi?" Maviş, dudaklarını birbirine bastırdı.
"Yok alınmadım." dedi. "Sonuçta yüzüme karşı odun demiyorsun. Arkamdan konuşuyormuş gibi konuşuyorsun."
"Haklısın, mavişim." dedim. "Sana odun desem yüzüne bakıp derim ama ben ortamı yumuşatmak için şey yapmaya çalışıyorum." Ona göz kırptım. Tekrar abime döndüm. "Şimdi Eda ile ben kalkayım masadan sen de arkadaşın mavişe doğru tehditvari şekilde yaklaşarak de ki." Sesimi kalınlaştırdım. "Kardeşimi üzersen, seni üzerim!" Sandalyemi geriye iterek masadan kalktım. "Hadi ben gidiyorum. Soru çözmem gerekiyor." Masanın etrafından dolaşıp abimin yanağına bir öpücük bırakıp, mavişime dönüp el salladım. Eda'nın koluna girdim. "Ha olur da Egemen'i vazgeçirmeye çalışırsan Eda'yı unutursun. Nasıl onun seni fark etmesini sağladıysam yok etmesini de bilirim." Abim yutkunarak Eda'ya bakarken ben şirince gülümsedim ve Eda'yla kafeden ayrıldım.
***

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırk Kere Yazarsam?
Short StoryMert'in kardeşi: Bir şeyi kırk kere söylersen olur derler. Mert'in kardeşi: O zaman başlıyorum. Mert'in kardeşi: Bana aşık olacaksın, Egemen.