Final

771 81 9
                                    

Maç beklediğimden heyecanlı geçmişti ve mavişin takımı kazanmıştı. Kaptan, mavişi kolunun altına alıp kısacık saçlarını ovuştururken, gülerek onları izliyordum. Takımlar birbirleriyle el sıkışıp, oyun alanından ayrılırken mavişin bakışları tribünde gezindi. Ardından bakışları benimle buluştu. Daha büyük gülümsedi. Takım arkadaşı elini Egemen'in omzuna atıp çekiştirirken, o da arkadaşına uyup sahadan ayrıldı. Yerimden kalktım. Saçlarımı düzeltip tribünün merdivenlerinden çıktığım an da telefonum ardı ardına titremeye başladı. Elimi pantalonumun arka cebine sokup telefonumu çıkardım.

Maviş: Sana aşık oldum, Ahu.

Maviş: Dokuz.

Maviş: Sana aşık oldum, Ahu.

Maviş: Sana aşık oldum, Ahu.

Maviş: Sana aşık oldum, Ahu.

Maviş: Sana aşık oldum, Ahu.

Maviş: Sana aşık oldum, Ahu.

Maviş: Sana aşık oldum, Ahu.

Maviş: Sana aşık oldum, Ahu.

.

.

.

Maviş: Sana aşık oldum, Ahu.

Maviş: Otuz dokuz.

Kalbim hızlanırken olduğum yerde duraksadım.

Siz: Ne o kırkıncıyı yazarsan gerçekleşir diye mi korktun?

"Hanımefendi ilerler misiniz?" Hızla arkamı döndüm. Merdivende oluşan sırayı görmemle bir özür mırıldanıp hızla merdivenleri tırmandım. Koridora girince yavaşladım. Telefonuma baktım. Cevap yoktu.

Hızla ilerlemeye devam ettiğimde bir el bileğimi kavrayıp hızla beni bir kapıdan içeriye soktu.

Burnuma kokusu geldi.

Kaliteli parfümünün kokusu.

"Cık." dedi dilini damağına vururken. Başımı kaldırdım. Onun başı hafifçe eğikti. Mavi gözleri, duru bir güzelliğe sahipti. "Kırkıncıyı yüzüne karşı söylemek istedim." Gülümsedi. Hem de en güzelinden gülümsedi. "Gözlerinin içine bakarak söylemek, söylediklerimi mühürlemek istedim."

"Onlar nasıl laflar öyle, şapşal!" dedim omzuna vurup, bakışlarımı kaçırırken.

Güldü.

Sesli bir şekilde!

"Şapşal mı?" dedi şaşkınlıkla bir adım gerilerken. Bakışlarımı odada gezdirdim. Bir ofise benziyordu. Tekrar mavişe baktım.

"Ne o?" dedim. "Beni kıytı köşeye çekmeler..." Onun gözleri büyürken başımı sağa sola sallayıp, dilimi ardı ardına damağıma vurdum. "Cık cık cık çok ayıp."

"Şurada iki dakika romantik olmaya çalışıyorum." dedi sitemle. "Müsaade edersen."

"Benim taktiğimle bana mı romantik olacaksın maviş?" derken gülüyordum. Kapı koluna uzandı.

"Tamam, boşver." dedi. Kapıyı açtı. "Haklısın. Ben kim romantik olmak kim?" Kapıdan çıkıp, kapıyı yüzüme kapattığında şokla kapanan kapıya baktım. Birkaç saniye sonra kapıya uzanıp, açacağım sırada kapı açıldı. "Şaka yaptı-"

"Ah!" Burnum! Burnum gitti! Burnum kırıldı! Öküz! Öküz! ÖKÜZ!!

"Ahu iyi misin? Ahu? Bir şey söyle, Ahu?" Sen bir öküzsün! Demek istesem de sustum.

"Ah kırıldı galiba.." dedim acıyla. "Kırıldı fıstık gibi burnum."

"Lan Egemen, lan Egemen! Senin şakana tüküreyim ben-"

"Ben de!" dedim. "Neyse hadi söyle." dedim elimi burnumdan indirip.

"Neyi?"

"Beni buraya neyi söylemeye getirdin, Egemen?"

"Ha, o mu?" dedi. "Ama burnun?" Gözlerimi kapattım.

"Egemen!"

"Tamam tamam." dedi. "Bir dakika bu çok ani oldu."

"Çıldıracağım."

"Tamam. Sakin olur musun?" dedi. Sakin kaldım. Konuşmadım. "Ahu.." dedi duraksadı. Uzanıp ellerimden tuttu. Derin bir nefes aldı. Bana doğru bir adım attı. "Ben sana aşık oldum, Ahu.." Gülümsedim. "Hem de öyle böyle değil."

"Kırk oldu." dedim kıkırdayarak. "Valla kırm kere söyledin, Egemen." Ona doğru bir adım attım. "Geri dönüşün yok."

"Geri dönüşüm yok." diye tekrarladı. "Sen de söylesene, Ahu."

"Neyi?"

"Tam bu anda senin de bana aşık olduğunu söylemen gerekmez mi?"

"Ha o mu?" dediğimde kaşları çatıldı. Ellerimi bırakıp belime sarıldı. "Bunu zaten biliyorsun."

"Duymaktan bir zarar çıkmaz." Bakışlarımı kaçırdım ama o kadar yakınımdaydı ki uzun süre başka yere bakamadım.

"Ben de sana aşığım." dedim utançla mırıldanırken.

"Duyamadım."

"Ben de sana aşığım." dedim.

"İki oldu." Gözlerinin içine baktım. Gülüyordu. "Kaldı otuz sekiz. Otuz sekiz kere daha söylersen inanırım." Kıkırdadım.

"Çok beklersin."

"Beklerim." dedi başını biraz daha eğerken. "Çok beklerim, Ahu.."

Oysa o andan itibaren çok falan beklemedi. Orada. O ofiste. Bıkmadan, usanmadan. Otuz sekiz kere daha ona aşık olduğumu söyledim.

Yani anlayacağınız çok falan beklemedi.

Son

Öyle işte

Hoşça ve sağlıklıca kalın..

Kırk Kere Yazarsam?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin