Evimin önünde mi? Benim evim mi? Ne zamandan beri Tabito beni evimden bir yerlere götürmek için alıyor? Telefonu kapatıp pencereye koştum, penceremi açtığımda cidden de oradaydı onu gördüğümü görmüş olmalı ki bana göz kırptı. Uzakta olduğumuzdan yüzümün kızardığını farketmemişti ama ben iliklerime kadar kızardığımı hissettim, Tabito impact böyle birşey olsa gerek?
Neyse çok bekletmemek lazım, Tabito'ya
"5 dakikaya iniyorum" dedikten sonra pencereyi kapatıp içeride sessiz bir çığlık attım. Bunu içimden atmam lazımdı sonuçta dimi?
"Bir an gelmeyeceksin sandım"
Sen beklersinde gelmem mi ben ufak çığlık işlerim vardı yoksa bekletir miyim hiç
"Saçımı düzeltmem uzun sürdü de"
Dememle saçımda bir adet el hissettim, yüzünü bana yaklaştırıp yeşil tutamlarımı tutmuş saçımla oynuyordu. Burası biraz sıcak mı oldu ne?
"Reo biraz daha geç kalırsak bizi öldürebilir" dememle ellerini çekti. Ağzından ufak bir kikirti çıktıktan sonra "Haklısın, hadi atla o zaman" dedikten sonra siyah, R6 motorun önünden çekildi ve motora bindi. Binince arkaya oturmam için elini otur dercesine hareket ettirdi, bendeki de akıl otursana adam seni partiye götürmek için geldi ne dikiliyorsun orda gariban görmemiş ki nerden bilsin.
10 dakikalık yolun ardından "Hız yapmak ister misin?" diye sorduğunda bir an duraksadım sonra jeton yeni düştü ve "B-bekle Tabit-" demeye kalmadan belki de 130'u aşacak şekilde gitmeye başladı. Reflekslerin çok iyi olduğunu söylemiş miydim? Evet hız yapacağını anladığım an Tabito'nun belini hayatım pahasına sıkıca tuttum. Nihayet Reo'nun evine pardon aşiret evine geldiğimizde Tabito motordan indi.
"Of belimi kırdın amına koyayım, inmeyecek misin?"
Yaptığı hızdan dolayı hala kendime gelmiş değilim bir de bana mı laf yapıyor o? Önümde bir el belirince derin bir nefes alıp elini tuttum ve inmeme yardım etti.
"Hızlı gitmesen bunlar olmayacaktı" diye hafif kızarcasına söylendim. Ayağa aniden kalkmak iyi bir fikir değilmiş anlaşılan, gözlerim kararmaya başlayınca bir çift el tarafından düşmekten kurtarıldım. Madem prenses olmak istiyorsun o zaman prenses gibi davran Otoya kurtarılmalar falan. Elemanı tanımıyordum kollarımdan tutmuş "İyi misin?" diye sormuştu, afalladığım için bir süre bakıştık bunu bölen ise Tabito olmuştu.
"İyi kardeşim iyi hadi yürü" yüzünde adama kızar gibi bir ifade vardı. Reo bizi görüp hemen yanımıza geldi bizi karşıladı.
"Otoya, Karasu hoşgeldiniz bir siz eksiktiniz tam olduk şimdi" Reo'nun arkasından Nagi belirdi "Mhm Reo uykum var" şaşırdık mı? Tabii ki de hayır. "Siz geçin Nagi'yi ben hallederim" diyip eliyle yolu işaret etti.
İçeri girdiğimizde herkes yerlerine oturmuş birşeyler yapıyorlardı; Shidou hep olduğu gibi Sae'ye sulanıyordu, İsagi ve Bachira barda takılırken Rin onları kesiyordu, best çiftim (Aygır Kunigami ve Princess sama) yine her zamanki gibi en düzgünleriydi aralarından, diğerleri de kendi hallerinde takılırlarken gözüm beni tutan tanımadığım elemana çarptı. Reo yanımıza geldiğinde Reo'ya: "Reo, baksana şu tek takılan eleman kim?" diye sordum "Ha o mu, O Nanase, benim üniversiteden arkadaşım" diyince bir düşündüm, düşüncelerimi Karasu'nun tchlaması bozdu.
"Noldu kodumun kargası kıskandın herhalde" dedim gülerek.
"He aynen kuduruyorum kıskançlıktan" diyip bar köşesine gitti. Anlamadım ne bu şimdi trip mi atıyordu? Karasu yanımdan gidince Nanase denen herif yanıma geldi.
"Selam" selam selam da noluyoruz.
"Selam? Birine mi bakıyordun?"
"Aslında evet, şuradaki çocuğu görüyor musun?" kafamı oraya çevirmemle parmağını çeneme koyup beni yüzüne doğru çevirmesi bir oldu. Yüzüne baktığımda 32 diş sırıtmış gözlerimi oyarcasına bana bakıyordu, şaşırmıştım haliyle neden bu herif bana böyle davranıyodu? Hemen geri çekildim ben namuslu şerefli bir insanım. "Bu mesafe iyi, başka bir sorun var mı? Yoksa arkadaşımın yanına gitmem gerekiyor." "Öyle olsun şimdilik" neydi bu ya herkes bir tuhaf, neyse adam gidince Karasu'nun yanına doğru yol aldım yüzüne baktığımda ise Nanase denen herifi öldürecek gibi bakıyordu. Yanına geldiğimde telefonunu eline aldı, trip atıyordu sanırım, değil mi? Bildirim gelmesiyle bu kadar güleceğini bilsem ben yazardım, ne olduğunu anlamadan Karasu dışarı fırladı peşinden gitme zahmetine girebilirdim ama üşendim ne yapayım.
İçeri tekrar geldiğinde gözlerim fal taşı gibi açılmış Karasu'ya ve yanındaki mavi saçlı elemana bakıyordu. Ne oluyordu bugün sahiden? Bu herif kimdi? Neden Karasu onu görünce yüzünde güller açtı?
"Ihm bugün sürpriz bir konuğumuz var!"
Sürprizine sokayım Tabito.
~~~~~
AY SÜKÜR DÜSÜN DÜSÜN BEYNİM ERİDİ ilk bölümü atlattım tutarsa devam edicem diyelim simdilik.
