⁵¹Kanatlar

427 81 174
                                    

İyi okumalarrrr bol bol yorum yapmayı unutmayın!!

...

Aiden, William'ın Genesis'i tutan sağ elinin küle dönüştüğünü gördü.

Genesis, William'ın küle dönüşen eline ağır gelmiş olacaktı ki bulunduğu eli paramparça ederek yere düştü ve turuncu taşta çatlaklar meydana geldi, büyük bir patlamayla Aiden daha tepki veremeden dalgalanmayla savruldu William ile birlikte. Merkezin zemininde yuvarlanarak duvara sertçe çarpan Aiden, acı içinde bağırdı ve gözlerini bir anlığına kör eden taş patlamasıyla art arda kırpıştırdı.

"Siktir..." diyerek inledi, ellerinden destek almaya çalışırken öne doğru sendeleyerek yüz üstü düştü ve başını duvara çarpmış olacaktı ki aniden ağrı saplandı.

Başını zar zor kaldırıp etrafına bakındı, gözleri Genesis'i buldu; taş paramparça olmuş, küle dönüşerek yok oluyordu.

"Başardı," dedi Aiden, ardından William'a döndü.

Yerde yatan William'ın kolunun yarısı külle kaplanmış, dirseğine kadar uzanıyordu ve Aiden hızla ayaklanıp yerde baygın halde yatan William'a koştu. Önünde dizlerinin çöküp sevdiği adamın kolunun bileğini kavradı ancak avucunun içindeki küle dönüşmüş bilek paramparça olurken nefesi kesildi, gözlerini William'a dikti.

William'ın siyah saçlarının arasındaki beyaz tutamları görür görmez yutkundu.

Ama asıl endişelenmesi gereken saçları değildi, dirseğini geçen kül yığınındaydı ve nasıl durduracağını bilmiyordu. Aslında biliyordu, William onu bu konuda uyarmıştı ama nasıl yapacağını bilmiyordu. Yapabilir miydi emin değildi, ona zarar verme düşüncesi kalbine iyi gelmiyordu. Ama yapmazsa da tamamen yok olabilirdi, bir daha onu göremeyebilir ve gözlerinin önünde ölmesine izin verirdi.

Gözleri anında dolan Aiden, kendisine gelebilmek için elleriyle başının iki tarafına vurdu ve boğazından gelen hırıltılarla bağırdı. "Hadi, hadi, hadi!" Gözünden akan yaşlarla tekrar tekrar bağırıyor, göğsünde büyüyen güneş enerjisiyle dolup taşıyordu.

Yapmak zorundaydı, onu kurtarmak zorundaydı.

Gözlerini açtı, göğsündeki enerjiyi gözlerine aktardı ve parlayan gözleriyle William'a baktı. "Özür dilerim..."

William'ın kolunu kaldırıp bir eliyle omzundan aşağısını, diğer eliyle de üst kolunun biraz yukarısını kavradı. Açıkta kalan yere odaklandı, küller çoktan dirseğini geçmiş ve Aiden'ın tuttuğu kısma doğru ilerliyordu. Kalbi hızlandı, bir anlık duraksadı ve tekrar William'ın yüzüne baktı keder içinde. Tamamı beyaz olmasa bile yarısından çok az beyaz olmuştu saçlarının, özellikle de ön çevresi. Düzenli bir şekilde yükselip alçalan göğsü, onun iyi olduğuna işaretti ama Aiden o an bir şey fark etti.

Kapalı göz kapaklarının arasından sızan gözyaşını.

Aiden'ın güneş enerjisiyle parlayan gözlerinden akan yaş damlası yere damladı, orada olan biten her şeyi merak etti.

Tekrar kavradığı kola döndü, derin nefes alıp verdi ve boğazına dizilen yumrularla yutkunmaya çalıştı. On yıla yakındır kullanmadığı gücünü kullanmak ne denli güvenliydi bilmiyordu, kontrol etmeyi biliyordu bilmesine fakat kullanmak... işte bu, şimdi öğreneceği bir şeydi ve kendisini sakin tutmaya çalıştı, zamanının kısıtlı olduğunu hatırlattı.

"Hepsi senin için, kapkek."

Aiden, gözlerinden fırlayan iki çizgi halindeki güneş enerjisiyle bağırdı ve hedefini tutturmak için gelen ani güçle geriye doğru itilen başını sabit tutmaya çalıştı. Enerji yeri yakarak yol çizerken kola doğru ilerliyor, Aiden başını sabit tutarak enerjiyi William'ın koluna tuttu ve ufak bir baş hamlesiyle William'ın kolunu kesmiş oldu.

GenesisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin