UZUN BÖLÜM BOL BOL YORUM BEKLİYORUM
OY SINIRI 55
...
Aiden, dudaklarımı öpüyordu.
Yatakta sırt üstü uzanırken, benim üzerimde uzanan Aiden'ın dudakları dudaklarımın üzerindeydi ve uyum içinde hareket eden dudaklarımızdan çıkan ıslak ses odamın içinde yankılanıyordu. Ağırdı ancak öpücükleri ağırlığını görmezden gelmemi sağlıyordu; kasıkları sürekli kasıklarıma sürtünür haldeydi. Onunla ilgilenmekten ağırlığını hissetmiyordum bile, o öptükçe daha öpesim ve sürtündükçe daha çok sürtünesim geliyordu.
Kollarımı boynuna dolayıp onu kendime bastırdım, ağzımın içine doğru inlediğinde elimi başını arkasına atarak saçlarını kavradım. Eli boynumu buldu, canımı yakmadan hafifçe sıktı. Dili ağzımdan içeriye girince emdim ve kasıklarıma düşen ateşle onu çırılçıplak bırakıp bacaklarımın arasına almak istiyordum. Bana sahip olmasını, dilediği kadar bedenimi sömürmesini, zevkten delirtmesini istiyordum.
Boynumda duran eli aşağı doğru sıyrıldı, üzerimdeki lacivert gömleğimin düğmelerini buldu. Devreye diğer eli de girince gömleğimin tüm düğmeleri hızla çözüldü, çıplak gövdesi benimkiyle buluştu ve ellerim onun kalçasını kavramıştı. Gömleğimi omuzlarımdan sıyırmak gibi bir harekette bulununca başımı geriye doğru çektim, dudaklarımız ses çıkararak birbirinden ayrıldığında nefes nefese kalmış bana baktı. Dudakları hafiften kızarmış, nefes alıp verdikçe gövdesi gövdeme baskı uyguluyordu.
"Seninle sevişmeyi ne kadar çok istediğimi biliyorsun," dediğimde, Aiden başını onaylar şekilde salladı. "Ama şu an yapamayız."
"Biliyorum," dedi ve alnını alnıma yasladı, alıp verdiği sıcak nefesler dudaklarıma çarptı. "Ama gözümün önündeki cevheri görmezden gelmek o kadar zor ki... Kendimi zor tutuyorum, kapkek."
Aiden, dudaklarını yanağıma bastırıp ardından çeneme indi ve açıkta kalan boynumu sıkı sıkı öptü. Onun gözünde paha biçilmez bir cevher olmanın verdiği mutluluğunu yaşarken, dudaklarını göğsümün ortasına bastırdı. Göğsümdeki tüyler onun dudaklarına batarken o durmadı ve öpmeye devam edip aşağı doğru inmeye devam etti. Kaburgalarıma, karnıma ve belimi saran pantolonuma kadar indi. Adonis kaslarımdan öptü, göbek deliğimin etrafında bir kez turladı ve hiç bitmeyecekmişçesine vücudumun her yerini öpücükleriyle keşfetti.
Eli alt tarafımı buldu, pantolonumun üzerinden yarı erekte halindeki erkekliğimi okşadı avucuyla. Başımı arkaya doğru atıp sessizce inledim ve ıslak öpücükleriyle yukarıya tırmanıp soluğu tekrar göğsümde almıştı. Seks yapmıyorduk ama bu kadarı bile yetiyordu, en azından benim için ancak ona yetiyor muydu bilmiyorum. Yıllardır cinselliğe aç olan oydu, kendisini dizginlemeyi öğrenmişti ama eğer biraz daha devam ederse kendisini durduramayacağını çok iyi de biliyordu.
Ellerimi başının arkasına yerleştirip saçlarından kavrayarak göğsümden uzaklaştırdım ve birbirimize baktık bir süre. Onun dudakları kıvrıldı, benimkilerin de kıvrılmasına sebep oldu. Gözlerimin içine baka baka, saçlarından tutmuyormuşum gibi yine göğsümün ortasından öptü ve art arda öpmeye devam edip gülümsedi. Kalbim deli gibi atıyor, vücut sıcaklığım gittikçe yükseliyordu ve pantolonumu zorlayan erkekliğim can çekişiyordu. Aiden, sanki kalbimin deli gibi atmasını hissetmiş olacaktı ki sol göğsümden öptü ve başını yan koyup duraksadı.
Diğer elini de sağ göğsüme koydu, parmak uçlarıyla tüyleri çekiştirerek oynadı yüzünde gülümsemesiyle. "Seni seviyorum." dedi fısıldayarak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Genesis
Fantasy[TAMAMLANDI] Tuhaf tiplerle dolu hapishanede danışmanlığa başlayan William, aynı zamanda deli bir bilim insanı olan babasının inşa ettiği gizli laboratuvarda zorlu bir yolculuğa çıkar.