⁴⁵Genesis II

418 89 183
                                    

İyi okumalar, bol bol yorum yapmayı unutmayın!!

OY SINIRI 50

...

Uyumak için girdiğim o yataktan, elde ettiğim sıfır uykuyla ayrılmıştım.

Aiden'ın da uyuyamadığını biliyordum. Bana sıkı sıkı sarılıp elleri bedenimde gezinirken, dudaklarını enseme bastırdığı o dakikalar su gibi akıp geçmişti. Fakat bir süre sonra huzurlu nefesi ve gevşeyen kolları, onun uykuya daldığını ele vermişti. Odasındaki betondan sert yatağın ardından benim yatağım ona cennet gibi gelmiş olmalıydı. Dayanamadı. Onun gevşeyen kollarından sıyrılıp sessizce yataktan kalktım.

Duşa girmiştim, belki gelir diye de kapıyı açık bırakmıştım.

Gelmemişti.

Gelmesini ummuştum.

Duştan çıkıp belimdeki gevşek havluyla odaya geri girdiğimde ise yüzünün yarısı, sarı saçlarının dağıldığı yastıkta gömülecek şekilde uyumaya devam ettiğini görmüştüm. Ağzının suyunu yastığıma akıtmıştı hep... gözüme öyle tatlı gelmişti ki daha kurulanmaya vakit bulamayıp yatağa oturduğumda saçlarına ve omuzlarına, yanağına, kanatlarının arasındaki sırtının açıklığına dudaklarımı bastırdım. Uzun zaman olmuştu böyle iyi ve derin uyku çekmediği, iyi gelmişti ona. Ona iyi geldiği için de mutlu olmuştum, buradan çıkana kadar da benim odamda uyumasına izin verecektim.

Buradan çıkmamız uzun sürmeyecekti, en fazla bir haftamız vardı.

Yataktan kalktım, giysi dolabımın önüne gelip arkamda uyuyan adamı umursamadan havluyu belimden çekerek çıplak bırakmıştım kendimi. Onun bir süre daha uyanmayacağını biliyordum, uyansa da umrumda olmazdı. Beni böyle görmesinden yana bir çekincem yoktu. Hızla kurulandım; siyah bir pantolon üstüne koyu mavi kısa kollu bir gömlek giyerek iki-üç düğmemi açık bıraktım.

Belki olur da Aiden yine açıkta kalan göğsüme bakıp hayallere dalar diyeydi.

Ayakkabılarımı da giyinip yatağa döndüm ve tekrar oturdum, ellerimi onun uzayan saçlarına yerleştirip nazikçe okşayarak yüzünün önünden çektim. Uzanıp başının üzerine dudaklarımı bastırdım. Uyuyor da olsa ona karşı olan sevgi gösterilerine engel olamıyordum... şu an resmi olarak bir ilişkimiz olmasa da -ki olmaması bizim için daha iyiydi- onunla öpüşmemek için bir sebep yoktu.

Burada bir ilişkiye başlamak istemiyordum. Bu sikik yerden kurtulduğumuzda onun için daha iyisini yapmak istiyordum. Ayrıca o da bana hak verirdi ve hatta şu anda verdiğine emindim, uykuya dalmadan önce yaşadığımız ufak sürtüşmeyi durdurup bu yerde yapmamamızı istemişti, haklıydı.

Aiden, çok güzel bir adamdı.

Onu hak ediyor muydum bilmiyorum... belki de hak etmiyorumdur ve eğer gerçekten hak etmiyorsam da hak etmenin bir yolunu bulacaktım, onu hayatta kaçırmazdım.

Uzanıp yanağından da öptüğümde, artık işe koyulmanın zamanı gelmişti.

Yataktan kalkıp kapıya doğru ilerleyecektim ki gözüm masanın üzerinde duran silaha ve kılıfın asılı olduğu kemere kaydı ve onu alıp almamak arasında gidip geldim. Bir daha dokunmamak üzere yok etmek istiyordum o silahı... O silah, insanı ele geçiren bir güç içeriyordu ve ben, bu güç karşısında kendimi yenilmez hissediyordum. Zaux'als'ın dediği gibi, güç tarafından zehirlenebilirdim. Bunu istemiyordum, olası bir öfke nöbetinde sevdiklerime zarar vermek istemiyordum.

GenesisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin