49

339 35 5
                                    

Yıllar sonra...

Bir öpücük.

Sonra bir öpücük daha.

Boynuma konan sıcak dudaklar.

Yanağımı okşayan şefkatli dokunuşlar.

İçimi ısıtan, yüreğimde çiçekler açtıran bir ses.

"- Benim tatlı, küçük yıldızım." Bir öpücük daha, bu kez dudaklarıma. "- Hadi bebeğim, aç gözlerini."

Dudaklarımı şap şap birbirine bastırıp duyduğum sözlere itaat ederek gözlerimi açtım.

"- Hah, işte güneşim doğdu."

Kocamın gülen yüzünü görünce benimde yüzümde tatlı bir gülüş oluştu.

"- Aşkım?" 

"- Aşkın seni yesin." Eğilip dudaklarımı kavramasıyla sözlerini gerçekleştirmesi bir oldu. Alt dudağımı ısırınca inledim ama bedenimi ateşler içinde bırakan öpücüğüne kendimi teslim etmeden de edemedim.

Soluklarım kesilene kadar beni öptü. Ben nefes nefese kalmışken o durmadı ama. Boynuma doğru inerek tenimi öpücükleriyle mühürlemeye devam etti.

"- Aşkım, bu sabah tutkunu neye borçluyuz?"

"- Canım tatlı çekti. Uykumdan bile uyanmama neden olacak kadar çok hemde."

"- Tatlı mı? İyi de sen tatlıyı değil beni yiyorsun şu an."

Göğüslerime kadar inen dudaklarından tüylerimi havaya diken bir kahkaha savruldu.
"- Benim favori tatlım sensin bebeğim."

"- Hımm, sende o yüzden mutfağa gitmek yerine üzerime çıkmayı tercih ettin ha?"

"- Aynen öyle." Geceliğimin kumaşını kavrayıp yukarı sıyırmasıyla alt bedenim çırılçıplak kaldı. Dün gece de epey tutkulu olan kocam külodumu kazara kopardığı için geri giyecek bir iç çamaşırı bulamamış, yalnızca ince saten geceliğimi üstüme geçirivermiştim uyumadan önce.

Marlon ise yalnızca iç çamaşırıyla uyumuştu. O yüzden şu an sadece iç çamaşırını belinden sıyırıp dizlerine kadar indirmiş ve hiç uyarmadan aniden içime girmişti.

Yıllardır birlikte olduğumuz için onun bu davar gibi girişlerine alışmıştım. Bu yüzden şaşırmadım ama her ne kadar dün geceden kalma bir ıslaklığım olsa da canım acıdığı için inlemeyle karışık haykırdım.

Eh, Marlonsa her zamanki gibi acılı inlemelerimi umursamadan her darbede daha da sertleşerek hızla içime girişlerini sürdürmeye devam etti.

Kadınlığıma art arda defalarca saplanan ve köklerime kadar ulaşan erkekliği beni paramparça ederken kocamın dudakları da boş durmadı tabii. Bedenimde ki favori yeri olan göğüslerimi yalayıp yutmaya başladı.

Dört çocuk emzirmiştim, memelerimin emilmesine alışkındım ama Marlon'un acımasız diş darbelerini de, göğüslerimi emmekten morartmasına da hâlâ yüz kızartıcı tepkiler vermeye devam ediyordum. Çıkardığım sesler beni sevişirken yaptığımız şeylerden daha çok utandırıyordu. Çünkü kendimi en savunmasız hissettiğim bu anlarda ağzımı asla kapalı tutamıyordum. Kemiklerim kırılıyormuş gibi çığlıklar atıyor ve inleyip duruyordum.

Ah, hele ağlayışlarım yok muydu...? En fenası oydu. Yıllardır sürekli sevişsekte ben canımın acıdığı anlarda kendimi asla tutamayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyordum. Çocuk gibiydim resmen. Gerçi Marlon bir keresinde bana sevişirken ağlamamı çok seksi bulduğunu ve perişan olmuş yüz ifademin onu fena azdırdığını söylemişti. Ama bu sadece utancımı yetmişe katlamaya sebep olmuştu!

Ruhsuz Düşes CanlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin