[TAMAMLANDI]
Tuhaf tiplerle dolu hapishanede danışmanlığa başlayan William, aynı zamanda deli bir bilim insanı olan babasının inşa ettiği gizli laboratuvarda zorlu bir yolculuğa çıkar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Genesis
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Zaux'als (genç) & Aif'is
...
"Aiden'dan gerçekten hoşlanıyor musun?"
Kendimizi tekrardan parçalanmış gezegenin sağlam kalan kayasının üzerinde bulmuş, yerde bağdaş kurarak karşılıklı oturmuştuk.
Zaux'als'ın üzerindeki beyaz takım elbise, şiddetli rüzgarın taşıdığı tozla kirlenmişti. Dağınık haldeki uzun saçları ise bir kırbaç gibi sağa sola savruluyordu yine. Başımızın hemen üstündeki morumsu karanlık gökyüzünde bir fırtına hakimdi. Bu görüntüye ne zaman maruz kalsam her defasında aynı hislere kapılıyordum. Hayranlık ve nefret karışımı bir duygu... Üzülüyor muydum? Belki. Ama neden nefret ettiğimi biliyordum. Dünyamı mahvetmiş, amaçladığı şeyin peşinden koşarken babamı benden almıştı.
"Evet," dedim. "O hoş biri. Olgun ve saygı duyulası."
"Hım," Düşünceli bir homurtu çıkardı. "Ona çabuk bağlandın."
"Ben ne kadardır merkezdeyim?"
Zaux'als ilk başta duraksadı, ardından sorumun cevabını verdi. "On ay oldu."
On ay... neredeyse bir yıla yakındır merkezdeydim.
"Bunu idrak etmek zor." dedi Zaux'als. "Seni anlıyorum."
"Evet, on aydır dünyadan kopmuş durumdayım." dedim, gülerek. "Dışarıda beni özleyecek pek kimsem yok ama yine de dışarıyı özlemedim diyemem. Temiz havayı, mavi gökyüzünü, evimi, sıcak yatağımı ve..."
Başını yana eğdi. "Ve?"
"Şömine önündeki koltuğumu." dedim tamamlayarak. "Annem, küçükken beni kucağına alır, o koltukta ben uyurken otururdu bütün vücudu uyuşana kadar, ama yine de sesini çıkarmazdı, şikayet etmezdi."