³⁹Zaux'als

410 86 227
                                    

İyi okumalar, GÖZLERİMİN AĞRISIYLA SİZİN İÇİN BÖLÜM YAZDIM O YÜZDEN YORUM YAPIN LÜTFEN

OY SINIRI 50

...

Bana bakan tuhafların göz hapsine düşmüştüm.

Aiden'ın taştan odasından çıkıp merdivenleri indiğim gibi koğuşun ilk katına gelmiştim ve otuz kadar tuhafın bana bir uzaylıymışım gibi bakması gerilmeme sebep olmuştu. Ben de onlara bakıyordum, daha doğrusu koyu sarı gözlerini bana dikmiş balık adam gibi fiziksel mutasyonlara uğramış tuhaflara bakıyordum. Onların dışarıda diledikleri özgür dolaşamaması biz insanlar yüzündendi, bu yüzden de bana önyargıyla yaklaşıyorlardı. Önyargılı olmalarının bir diğer sebebi de babamın Marcus Goldsmith olmasıydı.

Koğuşta adımlamaya başladığımda, Aiden da arkamdan geldi; o benim koruyucu meleğimdi.

Bana yol açan tuhafların sorgulayıcı bakışlarını görmezden geldim, tam ortada duran uzun masanın metal bankına ayak bastım ve çıktım. Omzumun üzerinden baktığımda en az tuhaflar kadar şaşkın olan Aiden adımlarını durdurmuş, benim ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu. Geri önüme dönerek banktan masaya çıktım ve hepsine tepeden bakarak bir güzel süzdüm, uzun metal masa boyunca yürüyüp ellerimi pantolonumun cebine indirdim ve kalabalık arasından Yui, Jeremy ve Dani'nin de şaşkın bakışlarını yakalamıştım.

"Benim kim olduğumu biliyorsunuz," diyerek konuşmaya başladım ve ortada durup masanın etrafında toplanan tuhaf kalabalığına göz attım. "Ama yine de kendimi tanıtmak isterim, ben William Goldsmith. Çoğunuz beni Marcus Goldsmith'in oğlu olarak biliyor ama hayır... yani evet, onun oğluyum ama kesinlikle ona benzemiyorum." İç çektim ve yutkundum. "Babamın ve benim amacım farklı, biz tamamen farklıyız."

"Senin amacın ne?" diye sordu aralarından biri.

"Benim amacım hepimizin barış ve uyum içinde yaşamasını sağlamak." dedim. "Sizi hastalıklı ya da kusurlu görmüyorum, sizler kendi çapınızda kusursuzsunuz. Ben, kendi açımdan kusursuz bir insanım ama sizin açınızdan olmayabilirim." Gözüm buraya gelirken gördüğüm tuhafa kaydı; birçok gözü ve pençeli ellere, kuyruğa sahip tuhafa kaydı. "Mesela sen, sen kendi açında kusursuzsun ama dışarıdaki birçok kişiye göre hastalıklı ve kusurlusun." Bu sefer gözleri bezle örtülmüş kadına döndüm. "Sen de öyle..."

Kadın konuştu. "Caroline."

Gülümsedim. "Caroline, sen de kusursuzsun."

Bu kadın ondan bahsettiğimi nasıl anlamıştı?

Dani'ye baktım. "Sen, Daniel..." Ellerimi pantolonumun cebinden çıkardım ve onu işaret ettim. "...dışarıdakilerin ne dediği kimin umrunda, ha?"

"Çok yaşa Billy!" dedi Dani, bana tezahürat yaparken.

Gülmeden edemedim ve başka bir tuhafa, ardından bir sonrakine bakarak aynı şeyleri söyledim tekrar ederek. Hepsinin yüzünde tebessüm yeşerdi, onların içinde az da olsa umut kırıntısı oluşmasına sebep oldum ama hangisinin ne gibi bir suçu vardı bilmiyorum, amacım bana olan güvenlerini sağlamaktı. Onları kandırıyor gibi gözükmek istemezdim ancak... öyleydi, onları kandırıyordum. Birkaç kişi hariç. Onlar zaten kendilerini biliyorlardı, Dani hariç bana attıkları bakışlardan bunu yapmamı onaylamadıkları kesindi ama yine de seslerini çıkarmadılar. Eğer sakin kalmalarını istiyorsam bunu yapmam gerekliydi.

Tuhaflardan biri lafa girdi. "Neden bir insan tuhaflara yardım etsin ki?"

"Dediğim gibi, ben barış içinde yaşamamızı istiyorum." dedim. "Sizlerin kötü biri olduğuna inanmıyorum."

Genesis ᴮˣᴮHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin