Sabah uyandığım gibi kendimi tolete atmıştım, yine midem bulanmış ve kusmuştum. Hiç iyi değildim şu sıralar.
Kendimce mantılı düşünmeye çalışıyordum, üşütmüş olsam yediğim gibi çıkarırdım ve daha başka şeylerde olurdu.
Bu türü ilk defa deneyimliyordum, ne olduğunu anlamıyordum. Çözemiyordum.
Metehan bu sefer sabah erken gitmişti, ben uyurken gitmiş uyandığım saatte aramış haber vermişti.
Metehan'ı iyi tanırım, ezbere bilirim neredeyse. Bu sıralar hatta düğünden önce ve sonra bir şeyler olmuştu, kendince gizli tutmaya çalışıyordu ama ben anlıyordum. Üstüne gitmiyorum, ama canını sıkan onu üzen bir konu vardı.
Hastalarımla ilgilenirken, Leyla'yı gördüm. Yanıma doğru geliyordu.
"Ülkü iki dakika gelir misin?"
Başımı salladım, hastamla işim bittiği için hemen Leyla'nın yanına gittim.
"Naber?" Dedim, yorgun bedenimin aksine tatlı tatlı gülümserken.
"İyi iyi de sen hiç iyi görünmüyorsun?"
"Nasıl yani?"
"Aranızda bir sorun yok değil mi?"
"Kimle? Metehan'la mı? Hayır yok. Neden sordun ki?"
"Kuzum hiç iyi görünmüyorsun, şu sıralar görüyorum hep bir halsiz yorgun. Gel bir muayene edelim seni"
"Yok ya iyiyim"
Kimi kandırıyorum ki? Değilim. Ama abartılacak bir şeyim yok, geçer birkaç güne.
"Emin misin? Bir baksaydık"
"Eminim tatlım, sen 503 numaralı hastanın sürümünü kontrol ettin mi? Git bir bak bence"
Başını salladı, gülümsedi. Ama gözleri tedirginlikle bakıyordu bana.
★
Melisa özenle hazırlanmış, çıkmıştı evinden. Hayalleri gerçek olmuştu, artık sevgilisi vardı. Onu anlayan, seven, her koşulda yanında olan bir sevgili hemde.
Bir yandan da bazı şeyler doğru gelmiyordu, yeni tanışıp sevgili olmak, ama kalbinin sesini dinliyordu. Emindi bu kez, doğru bir karar aldığına.
Ama aklımdan tek bir soru geçiriyordu, neden sürekli ailesi hakkında bilgi alıyordu? Özellikle yengesi ve ağabeyisi hakkında.
"Yakından tanımak istiyordur" diye geçiştirdi kendi kendine.
Geldiği yer ise Ayaz'ın yanıydı, ormanda yeniden yürüyüş yapacaklardı. Ayaz'ın gözlerini buldu, gözleri. Kalbi deli gibi atarken, sıcacık elini hisseti Melisa.
Ayaz elini tutmuştu, sıkıca kavradı elini. Güvende hissediyordu kendini. Boş boş sırıtıp duruyor kendine bir anlam veremiyordu.
"Günün nasıldı?" Diye sordu Ayaz.
"Evdeydim tüm gün" söylemek istediği bir şey vardı, utana utana söylemişti.
"Seninle buluşmak için can atıyordum"
Ayaz bakışlarını Melisa'ya çevirdiğinde durdu olduğu yerde. Utanmış, kızarmıştı Melisa. Başını hafifçe eğmişti.
"Baksana bana" dedi Ayaz tatlı bir sesle. Parmakları Melisa'nın çenesini kavrayıp yüzüne kaldırdı.
"Hı?" Dedi Melisa'da tatlı tatlı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzler Silinmez
Romance"Gözlerin en kıymetli hazinemdi.." Öylesine yazılmış bir asker, doktor kurgusudur.