"Öyle oldu işte, Doktor hanım. Düştü sonrada kolunu kırdı" dedi, Karşımda oturan orta yaşlardaki adam. Simyah gözleri, siyah saçlarına seyrek bir şekilde beyazlar düşmüştü. Göz altları çökmüş, dağınık sakallıydı.
İçten içe sövmeden edemedim.
Genç bir kız 19 yaşında, evde kolunun üstüne düşmüş. Kolu kırılmıştı. Babası olduğunu iddia eden karşımdaki adam ise bir sürü gereksiz açıklama yapıyordu.
Kızın gözlerinde korkuyu görüyordum. Kısa, zayıf. Siyah saçları uzun bakımsız görünüyordu. Babası hiç bir şekilde söz hakkı vermemişti kızına.
"Ben düşüp kırdığına inanmıyorum" dedim, kendimden emin bir şekilde.
Adamın kaşları havalanırken, ben oldukça dik başlı bir şekilde yüzüne bakmaya devam ettim.
"Ne demek istiyorsunuz yani?"
"Buna sebep olmuşsunuz gibi.."
"Hayır, ben bir şey yapmadım Doktor" diye anında savunmaya geçti.
"Peki tamam sizi bir dışarı alabilir miyim?"
"Neden?"
"Hasta olan siz değilsiniz. Ben özel olarak hasta ile konuşmak istiyorum"
İsteksiz bir ifade ile ayağa kalkarken, kızına sert bir bakış attığını yakalamıştım. Adam çıktığında, kıza doğru döndüm.
"Adın ne senin?"
"Ceren" dedi, ürkek bakışlarını kaçırıyordu. Sesi titriyordu.
"Cerenciğim, bana herşeyi anlata bilirsin. Seni korurum, başına hiç bir iş gelmez korkma. Anlat bana, kolunu baban mı kırdı?"
Gözleri, gözlerimi buldu. Baktı bir süre, yüzü ağlamaklı bir ifade aldı.
"Doktor abla kurtar beni" dedi yalvarır bir tonda fısıldadı.
"Söyle canım, anlat yardım edeceğim söz"
"O adam benim üvey babam. Annem 1 aya yakın bir zamandır Ankara'da. Bu adam beni taciz ediyor, gece uyuyamıyorum. Bugün tecavüze kalkıştı, izin vermedin direndim kolumu kırdı" hüngür hüngür ağladı.
Tecavüz..
Çok eskilerden bir anı doldu zihnime. Buraya ilk geldiğim zamanlar.. bir evde hastaya bakacağım diye Tecavüze uğruyordum neredeyse, Metehan yetişmese.
Genizim yandı, göz yaşlarım gözlerimi doldurdu ama akmadı. Yaşadığı korkuyu şuan en iyi ben anlardım.
Oturduğum sandalyeden kalkıp, ağlayan Ceren'e sarıldım. Hiç itiraz etmemişti, buna ihtiyacı vardı sanki. Öyle bir sarılmıştı ki, güvenliğini hissetmiştim.
"Ben şimdi polisi arayacağım, babasını tutuklayacaklar. Sende ifade vereceksin, şikayette bulunacaksın tamam mı?"
"Tamam" dedi ağlaması azalırken. Telefonumu çıkarıp polisi arayıp ihbarı verdim. Polisler gelene kadar benimle odada kalması en doğrusuydu.
Tabii ben bugün kendimi hiç iyi hissetmiyordum, galiba midemi üşütmüştüm. Sabah uyandığımda, kusmuştum. Metehan gitme diye ısrar etmişti, hatta kendi bile izin alıp bana bakacağı konusunda ısrarlıydı. Ama ben daha inatçıydım. İyiyim demiş ikikizide işe göndermiştim.
Kesik kesik mide bulantılarım oluyordu, halsizte çökmüştü bedenime.
Ceren oturduğu yerden tekrar ayaklandı, "ya polisler bir şey yapmazsa? Ya beni şikayet etti diye öldürürse?" Diye hızla sorularını yöneltti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzler Silinmez
Romance"Gözlerin en kıymetli hazinemdi.." Öylesine yazılmış bir asker, doktor kurgusudur.