[TAMAMLANDI]
Tuhaf tiplerle dolu hapishanede danışmanlığa başlayan William, aynı zamanda deli bir bilim insanı olan babasının inşa ettiği gizli laboratuvarda zorlu bir yolculuğa çıkar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...
"Yani, anladığım kadarıyla babam beni bilerek vermemiş mi?" diye sordu Yui. "Leonard onu etkisi altına almış ve bana da yalan mı söylemiş?"
Onu başımı sallayarak onayladım ve elinde tuttuğu günlüğe geri döndü. "İlkinde babam ona engel olmuş ama yıllar sonra ikincisinde, babam orada değildi ve Leonard da babanın zihnine girerek seni almış."
Yui'nin çenesi kasıldı. "Orospu çocuğu..."
Yemekhanedeydik ve alandaki tüm masaları ve sandalyeleri duvarlara doğru ittirmiş, ortaya bir büyük yuvarlak masa ve beş sandalye yerleştirmiştik. Sağımda Yui oturuyor, solumda da Aiden ve onun yanındaki Dani de elindeki kapkeki yemekle meşguldü. Aiden'a da vermiştim ama henüz yememişti, her zamanki gibi önüne koymuştu ve öylece bekletiyordu. Yine yemeyeceğinden korkuyordum.
Olaya bakın ki... koskoca merkezde bir uzaylı sorunu yaşıyoruz ama ben Aiden'ın, ona verdiğim kapkeki yememesinden korkuyordum.
Masadaki tek sandalye boştu, o da Jeremy'ye aitti ve henüz gelmemişti.
Solumda oturan Aiden'a döndüm ve onun düşünceli bir şekilde bana baktığını gördüm. Yeni tıraş olmuş yüzü parlıyor, kahverengi gözleri yüzümde dolaşıyordu. Uzayan saçlarını kulağının arkasında iliştirmişti ve ensesindeki dalgalı tutamlara parmağımı dolamak istemiştim. Onunla ilgili öylesine çok düşüncem vardı ki, onun da bana baktığını ve düşünceli bakışlarının ardındaki düşüncelerini merak etmiştim. Acaba o da benim hakkımda böyle mi düşünüyordu? Yarım yamalak kesip kısalttığım saçlarımı düzeltmek istiyor muydu?
Ne diyorum ben?
Boğazımı temizleyip Yui'ye döndüm. "Leonard senin içindeki gücü görmüş ve belli ki kullanmak istemiş. İkinci kez seni almaya geldiğine göre bundan bu sonucu çıkarabiliriz." dediğimde, Yui başını defterden kaldırıp bana baktı.
"Buraya geldiğimden beri babam hakkında atıp tuttum." dediğinde, sesinde hüzün vardı. "Ondan nefret ettim ama ne uğruna?"
Elimi onun omzuna yerleştirdim. "Seni çok iyi anlıyorum, Yui. Leonard benim de babamı kandırdı ve ondan nefret etmemi sağladı ama gerçekler düşündüğümüzün aksine çok daha derin ve farklı." dedim, elimi omzundan çekip oturduğum sandalyeden kalkarak masanın etrafından dolaştım ve üçlünün karşısına geçtim. "Bu yüzden size ihtiyacım var."
"Ve bana da mı?"
Arkamdan gelen sesle hızla döndüm ve Jeremy'yi ve Ector'u gördüm. Ector, onun arkasında durmuştu ve 1.90 boyundaki Jeremy ağır adımlarla bana doğru yürüyordu. Onu en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum ama hatırladığım bir şey varsa, o da onu ilk gördüğümde daha canlı ve daha yapılı olmasıydı. Şu an gördüğüm adam yaşlanmış, zayıflamış ve hiç de sağlıklı durmuyordu. Deneylerin altındaki ruhu çökmüştü, artık bedeninde barınmak için çabalıyordu. Ector onu getirdiği gibi geldiği yolu geri döndü hızlı adımlarla.