"Kalbi kırık kızlar asla ağlamazlar çünkü biliyorlar ki gözden düşen gözyaşı kalbe düştüğü an ateş gibi yakar orayı. Bu intikamı destekleyen bir eylemdi.
Kalbi kırık kızlar intikam almak istemez çünkü alacağını intikam sadece karşısındakini değil kendini de yakacağını bilirdi.
~Günce'den"
★
Benim acım yalnızlığımdan gelmiyordu. Suskunluğumdandı tüm bu her şey. Belki kaçmak için birilerine yalvarsaydım tüm bu eziyete tabi tutulmayacaktım. Belki daha erken harekete geçseydim böyle birisi olmayacaktım ben. Kendime eğlenceli diyordum ama bu nereye kadar sürüyordu ki? Komik biriyim diyordum kendime ama kimi güldürebiliyordum ki? Güldürebildiğim tek kişi hayattı o da zaten götüyle gülüyordu bana.
Edebiyat yapabilen insalara çok özenirdim. Ufak acıları bile olsa onu öyle bir güzel anlatırlardı ki kitabın içine girip hepsinin kalplerine sarılmak isterdim. Hepsini teselli edip üzülmesin isterdim. Ama şimdi bana bir sorsanız kimin acısı kime işlemiş, kimi nazı kime geçmiş...
Benim nazım bir tek bana geçmişti. Düştüğümde kendime sarılırdım ben. Zaten öyle olmaz mıydı hep? Büyük kızların kalbi bir tek kendilerini kırılır, nazı hep kendine geçerdi. Tesadüf değildi bunların hiçbiri. Beden küçük olabilirdi ama kalp büyüktü. Yalnızlıkta bir nevi bu kalp büyüklüğünden gelirdi. Hangi yiğit bu büyük kalbi taşımaya cesaret edebilirdi ki?
Bana nasıl baktıklarını anlamıyordum karşımdaki kişilerin. Nefret miydi yoksa çok daha başka bir şey mi? Bu başka şeylerin içinde özlem olması ne kadar imkanlıydı?
"Emin misiniz doktor bey?" diye sordu yüzü yıllara meydan okumuş kadın. "Bize boş umutlarla gelmiyorsunuzdur umarım, bu konu hakkındaki hassasiyetimi bilmeyen yok."
Erkan abi dudaklarını içe kıvırdı ve dakikar boyunca yaptığı gibi belgeleri kontrol etti. İçindeki bu tedirginliğin sebebini az çok anlıyordum çünkü karşısında duran adam ve kadın zengin kesimlerden birilerine benziyorlardı. Belkide tedirginliğinin sebebi işinden olma ihtimali bile olabilirdi.
"Öncelikle Elzem Hanım size diyebileceğim ilk şey boş umut olmadığı. Ekibimizle bu konu hakkında detaylı araştırma yaptık. Günce'nin doğduğu hastanede onun kayıtları yok lakin yetimhaneye verildiği tarihte hastanede doğum yapan kadın sayısı sadece iki. Biri siz ve diğeri ise Melek Hanım."
Adının Elzem olduğunu öğrendiğim kadının gözleri ara ara bana kayıyordu. Yüzünde bir heyecan ve endişe vardı. Açıkçası bu garibime gitmişti çünkü benim onun kızı olmam ihtimali onun üzerinde yarattığı etkiyi anlayamıyordum. Yıllardır gerçek bir annem olmadan yaşamıştım, bundan sonrası da pek umrumda değildi ki ailemi arama sebebim de bir anne ihtiyacından değildi.
"Eğer isterseniz bir DNA testi yapalım. Böylece Günce'nin aranızdan birinin kızı mı değil mi anlamış oluruz."
Erkan abi konuştuktan sonra ayağa kalktı. Adının Melek olduğunu öğrendiğim kadın bana yan gözle bakıp "Ben DNA testi istemiyorum aslında." dedi sert yüzüne tezat ince sesiyle. Kısa bir şekilde boğazını temizlerken "Benim zaten bir kızım var ve ben onu büyütene kadar yıllarımı verdim. Bir başkası ile uğraşmak istemiyorum." dedi net bir şekilde.
Bu sözleri bana hiçbir şey hissetirmezken Elzem Hanım "Ben DNA testi istiyorum." dedi kararlı sesiyle. "Şu ana kadar sekiz çocuk büyüttüm ben. Dokuzuncusu bana koymaz ve hatta onunda bir kız olması beni çok sevindirir."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNCE | Gerçek Ailem (YKS SONRASI DEVAM)
General FictionGerçek Ailem. "Kalbi atmaz ama nefeste almaz, Gözlerini açmaz ama yüreği de susmaz, Ruhu hiç kanamaz ama ağlamayı da bırakmaz, Başını çevirip onlara bakar ama gerçek ailesinden haberi olmaz..." Ben Günce Kara, bir kere bile gülemeyen ama kendi derd...