FİNAL

4.1K 259 58
                                    

Evliliğin korktuğum kadar kötü olmadığını İlker sayesinde öğrenmiştim. O harika bir eşti. "Evlilik aşkı öldürür" tezini çürütecek kadar güzel anılar biriktirmiştik.

Unutulmaz balayının ardından her fırsatta seyahat etmiştik. Dünyayı gezmeye ant içmiş iki kişi olarak, el ele verip işimizden fırsat buldukça uçak biletleri almıştık.

İş hayatımız da en az evliliğimiz kadar güzeldi. Tabii ki inişlerimiz olmuştu: elimizde patlayan işler, ettiğimiz zararlar, iş yüzünden yaşadığımız kavgalar... Ancak bunlar, şirketimizi bir yere getirmemizi sağlayan küçük detaylardı.

Ama...

Elimdeki test çubuğuna umutsuzca bakıp çöpe attım. "Negatif." Sena, gözümden akan yaşları gördüğünde kollarını açıp bana sarıldı.
"Ben anne olmayacak kadar kötü bir insan mıyım Sena? Neden olmuyor?"

Geçen yıl, ellerimizin arasından kayıp giden bir bebek vardı. Hamileliğimin üçüncü ayında düşük yapmış ve kızımı kaybetmiştim. Sessizce süren yasın ardından yeniden denemiştim ama olmuyordu.

Tek başımaydım çünkü İlker, korunduğumu sanıyordu.
"Canım arkadaşım, yapma böyle. Bir kere oldu, bir kez daha olacak. Kendini yıpratıyorsun. Hem İlker demiyor mu biraz zamana ihtiyacın var?"

"O, beni düşündüğü için öyle söylüyor. Kızımızı kaybettiğimiz günden beri bir kez bile üzüntüsünü benimle paylaşmadı. Tek derdi beni üzmemek, beni yıpratmamak. İstiyor Sena, biliyorum."

"İstemesi yetmiyor demek ki. Sen burada ondan gizli gizli yıpranıyorsun."

Şirketimizdeki ofisimdeydik. Her an İlker'in gelmesine karşın elimdeki testi çekmeceye kaldırdım.
"Yarın doğum günü. Belki bir umut hediye olur diye bugün test yaptım."

"Merak etme. Olduğu zaman, gün fark etmeksizin ona hediye olacak." Yanağımdaki yaşı sildi. Sena ve Tuncay, ortak bir kararla çocuk istemiyorlardı. Yine de Sena, beni anlıyor ve yanımda oluyordu.

"Biliyorum. Kızımızı öğrendiğindeki mutluluğu unutabilir miyim hiç? İlker'i düğünümüzden sonra ilk kez öyle görmüştüm. Ondan iyi bir baba olacağından eminim."
İçinde kürtajla alınmış parçalar olan küçük bir mezara her hafta gidecek kadar iyi bir babaydı. Aldığı papatyalar, mezarı süslüyordu.

"Yeter bu kadar hüzün. Hadi, ben gidip yarınki organizasyonu ayarlıyorum. Sen de eve gidip kocanla sevişiyorsun. Doğum gününe onunla girsin adam." Gözlerimi devirdim.
"Ya, sevişmek derken sevmek, yani birbirinizi severek girin doğum gününe. Hadi."

Dediğini yapıp toparlandım. Mesai saatimiz bittiğinde İlker ile otoparkta karşılaştım. Her gün olduğu gibi iş çıkışı aynı yerde buluştuk.
"Benim karımın morali niye bozuk? Kim sıktı canını?"

Bilmek istemezsin sevgilim.
"Sadece yorgunum." Başımı göğsüne yasladım. "Kollarında dinlenmeye ihtiyacım var."
Hiç beklemeden kollarını sırtıma sardı.

"Başak, birbirimizden bir şey saklamıyoruz değil mi?"

"Saklıyorum..."
Bedeni başımın altında gerildi.
"Ama senin için. Sorma olur mu?"
Sessiz kaldığında kabul ettiğini anladım.

Arabaya geçip eve vardık. Kafasında soru işaretleri olduğunu biliyordum. Ondan bir şey saklamak belki sorun değildi ama yalan söylemek istememiştim. Aramızdaki soğukluğa rağmen...

Üstümüzü değiştirip aşağı indiğimde, her zamanki gibi yemeği birlikte yapıp yedik. En azından yemekte biraz olsun dağılan havamızın ardından birer kadeh şarap eşliğinde film izledik.

KALPSİZİN BİRİ +18  | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin