İyi okumalar, yorum yapmayı unutmayın
OY SINIRI 50
Yorumda Genesis'in nasıl okunduğu sorulmuş ve hemen cevaplıyorum; ce-ne-sis ya da ce-nı-sıs. Artık size hangisi kolay geliyorsa, ben cenesis diye okuyorum.
Ve ayrıca William isminin kısaltılmış hali genellikle Will, Bill, Billy, veya Willy olarak kullanılır. Özellikle Bill ve Billy, Amerikan kültüründe oldukça yaygındır. Hangi kısaltmanın kullanılacağı kişisel tercihe veya bölgesel alışkanlıklara bağlı olabilir.
Bilgilendirme bu kadardı.
...
Merkezdeydim.
Attığım her adımda merkezde bulunan çalışanların gözleri beni buluyordu ve ilk günkünün aksine gözlerinde önyargı yoktu. Bazılarının gözleri sağ elimde duran tasmanın üzerinde, bazılarınınsa kemerimdeki silahtaydı. Eskiden Leonard'ı nasıl görüp saygıyla yaklaştılarsa, şimdi de bana öyle yaklaşıyorlardı ve artık üstlerinde beyaz önlüklerden eser yoktu. Mavi, lacivert, siyah ya da beyaz renkli tişört veya gömlekleriyle insan okyanusundan ibaretti merkez. Önüme çıkanlar bana yol veriyor, bir baş selamıyla 'Bay Goldsmith' ismiyle anıyorlardı beni.
Artık onların başı bendim; patronlarıydım.
Sol elim kemerimde asılı duran silah kılıfındaki kabzanın üzerinde durdu, adımlarımı ofise doğru attım ve peşimden gelen Aiden'ın adım seslerini işittim. Bazı gözler de onu bulmuştu ve Aiden onlara ters ters bakmaktan kendisini alamıyordu. Alışık değildi, ancak zamanla alışacaktı çünkü o artık ne bir esir ne de bir tutukluydu.
Ofisin önüne gelip kapıyı açtığımda dört bir yanı beyaz fayansla kaplı koridora ayak bastım ve arkamdan gelen Aiden kapıyı kapattı, benimle birlikte koridorda yürüdü. Omzumun üzerinden ona baktığımda tebessüm ettim ve o da karşılık verdi hemen. Adımlarım yavaşladı, koridorun ortasında durup ona döndüm ve silahın üzerinde duran elimi altımdaki pantolonumun cebine yolladım. Karşımda duran Aiden da kollarını göğsünde birleştirdi.
"Biliyor musun, kapkek? Artık gözümde sıradan bir insan değilsin." dedi Aiden, gözleri yüzümü turlarken. "Eğer buradan çıkmayı başarabilirsem, dış dünyaya tekrar ayak basabilirsem diğer tuhaflara insanların o kadar da kötü olmadığını anlatmak istiyorum. Eminim beni dinleyeceklerdir, sonuçta onlarda emeğim çok ve onlara, en azından bir kısmına ben öğrettim savaşmayı. Bana saygı duyarlar, beni dinlerler." Dedikleri gururumun okşanmasını sağladı. "Sen... bizim için bir umutsun ve inan bana tuhaflar için anormal bir durum, bunu başardığın için de kendinle gurur duymalısın çünkü ben seninle gurur duyuyorum."
"Aiden, ben ne desem bilemedim..."
"Hiçbir şey demene gerek yok." dedi ve güldü. "Axel seni görseydi eğer çok severdi."
Gülümsemesi büyüdü, gözleri ışıltıyla parladı ve göğsünde kabaran umut kırıntılarını hissettim. Onun benimle gurur duyması, benim için çok önemliydi. Özeldi. Aiden tarafından onay almak sanki ruhumdaki o eksik parçayı tamamlamış, kendimi daha güçlü hissetmemi sağlamıştı. Gülümsememi durduramıyordum, onun kahverengi gözlerine bakarken sürekli gülümsemek istiyordum ve ağzından çıkacak tek bir kelimeye muhtaç kalıyordum.
Bir elimi cebimden çıkardım onun kolunun üzerine yerleştirdim. "İyi ki varsın Aiden."
Elini, kolunun üzerinde elimin üzerine yerleştirdi. "Sen de öyle, kapkek."
"Biliyor musun, bana kapkek demen hoşuma gidiyor." dediğimde, kıkırdadı. "Normalde ismimin değiştirilmesinden ya da takılan lakaplardan hoşlanmam."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Genesis
Fantasy[TAMAMLANDI] Tuhaf tiplerle dolu hapishanede danışmanlığa başlayan William, aynı zamanda deli bir bilim insanı olan babasının inşa ettiği gizli laboratuvarda zorlu bir yolculuğa çıkar.