*Düzenlenmiştir.
Lütfen oy verip,
yorum yapmayı
unutmayın.益
13.BÖLÜM| "İNANCIN İKİ YÜZÜ"
2022/ Yazar anlatımıyla...
Depremin ardından çökmeyen bir bina, çok daha tehlikelidir. Dış cephesi yıkılmaz durur ancak içi darbeye karşı hassas ve ikincil bir sarsıntıda, beklenmedik bir yıkım oluşturabilir. İnsanların çoğuda böyle ayakta dururdu. Büyük bir darbeyle yıkılmadıklarında; sarsıla sarsıla enkaz altında kalan omuzları, ufak bir darbeyle bir anda çöküverirdi ve etrafına verdiği güven duvarı öyle bir yıkılırdıki, büyük bir hasara sebep olurlardı.
Yan bir şekilde yattığı sedyede bütün dünyadan soyutlanmış, kör gözlerle boşluğa bakıyordu. Müteahhitleri tarafından bile bu kadar incelenmediğine emin olduğu beyaz tavanlara, duvarlara, parke zeminlere uzun uzun göz dikmişti. Sol elinde yırtılmış bir ilaç kutusu vardı sıkı sıkıya tuttuğu.
Bir an sonra kapı tıklatılmadan açıldı ve sadece iki defa duymasına rağmen nefret ettiği o ince kadın sesini duydu.
"Ziyaretçin var." Diye seslendi hemşire, nobran bir ses tonuyla.
Kim olduğunu sormadı, tepki vermedi. Zaten biliyordu; O'nu ziyaret edebilecek tek bir kişi vardı.
Kapı kapandı. Ardından tekrar açıldı ve tekrar kapandı. Küçük odada, siyah postallardan yükseldiğini bildiği o peyderpey adım seslerini işitti.
"Bir defasında, sorumluluk alırsan ne tür bir adama dönüşeceğini merak etmiştim." Diye mırıldandı odadaki ses.
Genç adam herhangi bir yanıt vermedi. Adım sesleri yaklaştı, yaklaştı ve yaklaştı... Önünde bir çift çamurlu siyah asker postalları durdu.
Bundan yıllar öncesinde, önünde postallar yerine bir çift cilalı siyah rugan ayakkabı dururdu. Dudağının bir kenarı tembelce kıvrıldı. Başarmışlardı.
Beraberinde o barut ve toprak kokusunu duyumsadı.
"Burada olmayı kendine layık görüyormusun?" Diye yeni bir soru yöneltti önündeki beden.
Sancar nihayet donuk bakışlarını kaldırdı ve Cesur'a çevirdi. Üzerinde üniforma olan Cesur'a.
"Burada olmayı hak etmiyorum, ama sen burada olmamayı hak ediyorsun."
Cesur en az kardeşi kadar donuk bakışlarla, Sancar'ın üzerindeki sarı önlüğe bakıyordu.
O'nun ise üzerinde, bütün donanımlı mühimmatlarıyla birlikte duran askeri bir üniforma, başında tozlanmış zırhlı kasketi vardı. Çatışmadan çıkar çıkmaz aldığı haberle soluğu rehabilitasyon merkezinde aldığı için üzerini değiştirmeye fırsat bile bulamamıştı.
"Bu üniformayı giydiğimde, amacım seninde tımarhane önlüğü giymen değildi." Dedi, sesinden sezinlenen öfke; keder, pişmanlıkla.
Sancar alayla güldü, bunu kaideye almadı. Yerinde doğrularak, karşısında duran şanlı Türk askerine selam verdi.
"Savaştan çıkmış gibisin."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂFİTAP
Mystery / Thriller#Anlaşmalı evlilik Derler ki; aşkın fizik kanununda, seni kuvvetle kendisine çeken insandan uzaklaşmaya çalıştıkça, onun etrafında dolanmaya başlarsın. • • • *Kurgunun bütün hakları bana aittir! En ufak bir çalıntı durumunda, gerekli işlemler başla...