³³Bay Goldsmith

453 91 188
                                    

İyi okumalar,
yorum yapmayı unutmayın.

...

"Leonard öldü mü?"

"Hayır."

"Ama o kadın ölmüş."

"Evet, öldü..."

"Hak etti."

Bir süre sessizlik oldu.

"Ya Billy? O iyi olacak mı?"

"Elbette, o güçlü."

"Aiden, buradan çıkabilecek miyiz?"

"Bilmiyorum, Daniel."

Kulaklarımda yankı yapan sesler, art arda birkaç kere tekrarlanıyor ve arkasından yenileri ekleniyordu. Uzandığım yumuşak zeminden anladığım kadarıyla bir yataktaydım, rahattı. Ancak uzandığım yerden kalkmaya, gözlerimi aralamaya çalışsam da bunu yapamadım. Üzerimde ağır bir yük vardı, bir örs kadar ağırdı taşıdığım görünmez yük. Belki daha ağır. Bir daha kalkmamam için yatağa yapıştırıcıyla yapıştırmışlardı sanki. Beynim bas bas bağırıyordu gözlerimi aralamam ve hareket etmem için ama uzuvlarım beni dinlemiyordu.

Karnımdaki mermi yarasından yayılan tatlı bir sızı vardı.

Leonard.

O... dünya dışı bir varlıktı.

Farklı bir gezegenden, farklı bir türden.

Küçükken izlediğim bilimkurgu filmlerindeki gibiydi; bir uzaylı.

Hepimiz onun tuhaf olmasını beklerken, o bambaşka bir şey çıkmıştı. Henüz türünü, hangi gezegenden geldiğini, ne amaçla burada olduğunu, kaç yaşında ve ne kadar zamandır dünyada olduğunu bilmiyorduk. Babam biliyordu belki de ama bunları kimseye söyleyemeden ölmüştü. 

Sofia gibi. Onun ölümü... benim yüzümdendi.

"Leonard'ın tuhaf olduğunu öğrenmiş midir?" Dani'nin sesiydi bu. "Yoksa biz söyleyecek miyiz?"

"Bilmiyorum." Aiden'dı bu. "Öğrenmediyse eğer biz söyleyeceğiz."

O bir tuhaftan daha fazlasıydı.

Kıpırdanmaya çalıştığım sırada ağzımdan bir inilti kaçtı ve başım yana doğru düştü. Aiden'ın ismimi söylediğini işittim, daha doğrusu bir uğultuydu. Gözlerimi aralamaya çalışırken yüzüm buruştu. Ne kadar zamandır baygındım? Leonard neredeydi? Ya Ector? Bilincimi kaybetmeden önce yanı başımdaydı, gözyaşlarını benim için akıtıyordu. Şimdi neredeydi? Sofia'nın cesedini nereye götürmüşlerdi? Ofis hala kanlar içinde miydi? Barry güvende miydi? Ya merkezdeki çalışanlar, onlar her şeyi öğrenmiş miydi? Ben neredeydim? Cevaplanması gereken çok fazla sorum vardı ama gözlerimi aralamakta hala güçlük çekiyordum.

"William, iyi misin?" diye sordu Aiden. "Kendini fazla zorlama."

Yattığım yerde gözlerim birkaç santim aralanırken gözlerime ilişen tavandaki beyaz ışık ile yüzüm iyice buruştu. Ardından Aiden görüş açıma girdi ve tavandaki, beni rahatsız eden ışığın önüne geçti. Bulanık görüşüm onun şaşkın ve endişeli yüzünü incelerken Aiden'ın kahverengi gözleri benim iyi olup olmadığımı kontrol edercesine sürekli hareket halindeydi. O, bulanık görüşüme rağmen hala çok yakışıklıydı, güzeldi.

Yaramdaki sızıdan mı bilinmez ama vücuduma düşen ateşle aniden ısınmıştı sol yanım.

"William?" dediğinde, gözlerimi art arda kırpıştırdım görüşümü netlemek için. Geçen her saniye yüzü daha da seçilebilir olurken, tebessüm etti ve mavilerim onun kahverengilerine kenetlendi. Onun tebessümüne karşılık vermek istesem de gülüşüm anında soldu ve karnımdan yayılan tatlı sızı birden acıya döndü. İnleyerek yüzümü buruşturdum ve gözlerimi tekrar yumarak elimi karnıma götürdüm. "Hareket etmemeye çalış."

Genesis ᴮˣᴮHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin