47+

4.9K 196 4
                                    

Tuncay: Biz evlendik. 

Başak: Hayırlı olsun canım kiminle? Kim o şanssız özne?

İlker: Başak biz diyor. 

Başak: Seninle evlenecek hali yok ya sevgilim. 

Sena yazıyor... 

Sena çevrimiçi... 

Sena: Ne? Ne evlenmesi be? Daha iki gün önce benimle sevgili oldun. Kiminle evleniyorsun Tuncay?

Başak: NEEEEEEEE???? 

Başak: Seninle sevgili oldu ne demek?

Başak: Bir de seninle evlendi mi?

İlker: Atacağın mesaja sokuyum kardeşim. Kızların beyni yandı. 

Tuncay: Ya sakin olun. Kimseyle evlenmedim. Eğer çok kötü bir haber verirsem gerçek haberi verdiğimde tepki daha az olur diye düşündüm. 

Sena: Sevgili olmamız kötü haber mi Tuncay?

Başak: Evet. 

Tuncay: Hayır bebeğim. 

Başak: Akşam annemin restoranına gelin. Hesabınızı orada alacağım. 

Sena: Hayırdır inşallah. Biz niye geliyoruz asıl soru sen niye gidiyorsun?

Başak: Baştuğlar ve Şerenlerin aile yemeği var. Gelince anlatırım. 

Tuncay: Aile yemeğinde bizim ne işimiz var kızım?

Başak: Maalesef aileden sayılıyorsun Tuncay. Gel dediysek gel işte. 

İlker: Başakın teorisine göre ne kadar çok kişi olursa gerginlik o kadar az olacakmış. 

İlker: Gelin işte uzatmayın. 

Sena: Canım arkadaşımı yaşlı kurtlarla baş başa bırakamam zaten tabii geliyoruz. 

Tuncay yazıyor... 

Sena: Geliyoruz dedik Tuncay sus. 

Tuncay çevrimiçi... 

***

"Bu adam şaka gibi. Senamı da aldı elimden." Telefonu kapatıp orta masanın üzerine attım. "Hayır yani takılıp geçin ne demek sevgili olmak?"

"Sevgilim belki de aşık olmuşlardır." Olabilirdi tabii dinlemeden bilemezdim. Planlarımda hiç Tuncayın eniştem olması olmadığı için şaşkındım sadece. "Eminim ortak bir noktada buluşmuşlardır." 

"Sena üzülmesinde başka bir şey istemiyorum." Uzandığım koltukta, İlkerin işinin bitirmesini bekliyordum. Onun işi bitince akşamki yemeğe gidecektik. Arhan beyle yüz yüze gelmek ne kadar istemesem de benim ailemle aramın ısındığı gibi İlkerin de ailesiyle arasının ısınmasını istiyordum. "Bitmedi mi işin daha?" 

Koltuktan kalkıp masasının yanına adımladım. Kalçamı masaya dayayıp, açık kalan bacağını koluna değmesini sağladım. Kaç kere onu bu masada arzulamıştım. İş yaparken odaklanış İlkeri, çatık kaşlarını, gerilmiş gömleğinin çekiciliğini bir çok kez istekle süzmüştüm. 

"Son taslağı kontrol ediyorum." Kolunu bir bahaneyle çekti. Uzandığı kalemi kullanmadan masaya koydu. Kalçamı tam oturarak masaya koyduğumda dar kısa eteğim daha çok açılmıştı. "Elbisen bu gece için fazla iddialı değil mi sevgilim?"

"Her zaman ki kıyafetlerimden. Beğenmedin mi yoksa?" Alt dudağımı üzülmüş gibi sarkıttığımda yutkunarak kırmızılıklarıma baktı. 

"Bayıldım." Elinde ki işini bırakıp sandalyesini bana çevirdi. "Derdini söyle bakalım." 

"Haşa ne derdi? Yanında durmak istiyorum sadece, belki biraz hissetmek." Elinin biri bacağımı okşadı. "Belki biraz daha fazlası." Tam önüme gelip kalçalarıma ellerini sardı. 

Sonunda koltuğundan kalkamaya teşrif edip bacaklarımın arasında dikilmişti. "Kışkırtma beni. Masamda seninle olursam buraya her geldiğime seni arzularım." 

"Niye yatağına her gittiğinde beni mi arzuluyorsun?" Sessiz kaldığında cevabının olumlu olduğunu anlamıştım. "Benim seni çok arzulayıp söndüğüm günler oldu. Belki de o günlerin acısını çıkarıyorumdur."

"Daha çok acısı senden çıkıyor güzelim." Parmakları külotumu arar gibi bacak arama girdiğinde sürpriz ile karşılaştı. "Senin iç çamaşırları ile derdin ne Başak? Sabahtan beri böyle misin?" Hayır daha yeni tuvalette çıkarmış ve çantama atmıştım. 

"Seni düşünüyorum, aşk olsun." Çatılı kaşlarını umursamadan kollarımı boynuna sarıp kendime çektim. Dudaklarını dudaklarımla birleştirdiğimde sabırsızca elbisemin altı kısmını belime toparladı. 

Öpüşlerimiz yavaşlayıp hareketlerimiz agresifleşti. Pantolonun kemerini ve fermuarını açtım. Boxerını indirdiğimde sertleşmiş penisi bacaklarıma çarptı. Dudaklarımızı ayırmadan içime kendini verdiğinde iniltim ağzının içine dağıldı. 

"Sessiz olmazsan binayı boşaltmak zorunda kalacağım." Kendimi sıktım. Tamamen içime yerleştiğinde ses çıkarmamak için dişlerimi omzuna geçirdim. "Siktir..." Hareketleri hızlandı. İçime her girip çıktığında bedenim masanın üstünde hareket ediyordu. 

Dişlerim omzunu bırakır bırakmaz bedenimi masaya yatırdı. Yere düşen her şey bir bir kırılıyordu. Ellerini boğazıma sarıp hareketlerine devam ederken elimi ağzıma kapattım. Kaç dakika beni yerle yeksan etti bilmiyordum ama en sonunda kendimi bırakıp sertliğe oluk oluk aktım. 

Beni bekletmeden içime boşaldı. Nefes alışverişlerimiz en az kalp atışlarımız kadar hızlıydı. "Dua et yemeğe geç kalacağız Başak. Gece benimlesin."

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KALPSİZİN BİRİ +18  | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin