31. Bölüm

927 47 0
                                    

Sarayın önüne indiğimizde bizi direk Tanya karşılamıştı, daha sonra içeriye girdiğimizde de Aresin bana sarılan sıkı kollarına maruz kaldım demek isterdim ki o an hayatımda yaşadığım en güzel andı çünkü birbirimizi o kadar merak etmiştik ve o kadar özlemiştik ki inanamazsınız.

" iyi misin? Ne oldu bir anda?" Diye sorduğunda her şeyi ona anlattım.

" kim bu cadı? Nasıl yapar böyle bir şey, bu arada çok teşekkür ederim James sen olmasaydın daha kötü şeyler olabilirdi." Dedi Ares, ama Jamesin aklı ve bakışları çok daha başka bir yerdeydi.

" James?"

" ah E şey rica ederim kim olsa aynı şeyi yapardı." Dedi James, köşeyi iyi döndü ha.

Baktığı tarafa doğru döndüğümde Helenanın da Jamesi izlediğini gördüm.

" yok artık." Diye fısıldadığımda Aresin bakışları ve kasılan çenesi beni buldu, o an zar zor yutkundum ve bakışlarımı kaçırdım.

" neyse ben gideyim artık."

" James dur, istersen seni bir gün burada misafir edebiliriz sonuçta yalnız başınasın ve bu biraz tehlikeli olabilir." Dedim.

" ne yapıyorsun Amelia!?" Dedi kafamın içindeki Ares.

" şey...bilemedim ki şimdik." Dedi James.

" kal sen kal sonra bir şey falan olur."

" iyi tamam kalayım bari."

" o zaman Tanya sana odanı hazırlasın sende odanı falan gör." Dedim ve Tanyayı çağırıp oda hazırlamasını söyledim ve Jamesi gönderdim.

Daha sonra odama çıktım ve Aresin de arkamdan geldiğini adım seslerinden duydum, içeriye girdiğimizde de kapıyı kapattı ve beni durdurdu.

" onun neden burada kalmasını söyledin?"

" tehlikeli çünkü." Dedim.

" kalmasın burada." Dediğinde aresin asıl derdinin kardeşi olduğunu anladım.

" kardeşini kıskanıyorsun değil mi?"

" ne alaka şimdik Helena?"

" sanki düşüncelerimi duyamıyorsun da bilmiyormuş gibi davranıyor bir de."

" duymamak mümkün değil Amelia, düşüncelerin o kadar sesli ki beynimde bangır bangır bağırıyor!" Dedi sinirle ve yatağın üzerine oturdu.

" hem o herif neden benim kardeşime öyle bakıp duruyor."

" çünkü onlar eş." Dediğimde Ares oturduğu yerden kalktı ve şaşkın bir ifadeyle bana baktı.

" nasıl? B-benim kardeşimle daha dün tanıdığımız James? Hem sen nereden biliyorsun?"

" dün James ağızından kaçırdı, onu ilk gördüğü an değişik hisler oluşmuş içinde ve James bir karga olduğu için kargası ona öyle söylemiş, aslında aynı senin gibi." Dedim ve Aresin yatağa geri oturup yüzünü ovuşturuşunu izledim.

" E o zaman Helena da bunu hissetti." Dedi.

" evet doğru, E ikiside hissettiyse neden bunu birbirilerinden gizliyorlar ki? Mesela sen pat diye söylemiştin bana."

" o karakter meselesi." Dedi.

" hmm doğru o daha kibar söyler." Dediğimde bana kısık gözlerle bakmaya başladı ve ben ne dediğimi o an fark ederek elimle ağızımı kapattım.

" çok pardon ben şey demek istedim yani şey-" dememe kalmadan Ares oturduğu yerden kalktı ve beni tutup resmen yatağa fırlattı.

" Ares dur!"

" ne dedin sen? Kibar ha? Ben sana gösteririm şimdik kibarlığı."

Ares beni öyle bir gıdıklıyordu ki gülmekten boğulabilirdim o kadar çok gülüyordum.

" Ares...özür dilerim." Dedim kahkahalarımın arasından.

" yok öyle yağma!"

Beni Aresin gıdıklamalarından kurtaran şey kapımızın çalması olmuştu.

" oh be dünya varmış." Dedim Ares beni bıraktığında ve ben derin bir nefes aldığımda.

Ares kapıyı açtığında kapıda duran Helenayı gördüm ve içeriye girmesini bekledim, ama o Arese bir şey söyleyip gitti.

" ne oldu?" Diye sordum.

" Kibar karakterli Jamesimizin bize söylemeyi unuttuğu bir şey daha varmış." Dedi ve elimden tutup beni yataktan kaldırdı.

" ya of Ares ya ben lafın gelişi söylemiştim onu."

" sus yoksa yine gıdıklarım ama bu seferki öpmeli olur."

" al yine kanatlarım yanıcak!" Dediğimde Ares gülmeye başladı ve sonra da aşağıya indik.

Sonuncu peri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin