²⁹Hapishane II

479 82 162
                                    

İyi okumalar, yorum yapmayı unutmayın.

...

Yaşa.

[Aif'is'in Günceleri, Sayfa 51]

...

Dani, kapı açılır açılmaz avluya çıktı ve dosdoğru koğuşa açılan kapıya koştu.

Avludaki çarptığı tuhaflara özür dilemeden, arkasına bakmadan koşmaya devam etti ve avluyla koğuş arasındaki koridordan geçti hızla. William'ın garip davranışları Dani'yi işkillendirmişti ve bunu derhal Aiden'a iletmek istemişti. Aynı zamanda sebebini bilmediği, William'ın ondan istediği şeyi yerine getirerek ona suçlu olmadığını söylemeliydi. İçinde oluşan garip ve mide bulandırıcı his, yüzüne yansımıştı.

Koğuşa girdiği an, "Aiden nerede?" diye sordu ortaya.

Ona bakan tuhaflardan bazıları üst katı işaret ettiği gibi banyo kapısının yanındaki merdivenlere koştu. Koca koğuştaki tüm tuhafların gözü panik halindeki Dani'deydi, hatta gözleri görmeyen Caroline'ın bile dikkatini çekmişti. Dikkatinin çekilmesi ne denli mantıklıydı, bilmiyordu ancak zamanın tükendiğini, bir an önce Aiden'ı uyarmak istediğini biliyordu.

Üst katın merdivenlerini çıkıp platforma ayak basar basmaz odaya doğru koşmaya, ne kadar ses çıkardığının farkında olmayıp yoluna devam etti. Korkmaya başlamıştı, hem kendi için hem de buradaki sevdikleri için. William'ın hal ve hareketlerindeki garipliği Dani bile fark ettiyse, herkes fark ederdi. Mavi gözlerindeki yoğun duygular, Dani'yi etkilemişti. Konuşma biçimi sanki... öylesine, içinden geldiği gibi değil de daha çok vedaya benzerdi. Buradan gidecek miydi? Onları burada mı bırakacaktı? Uzun zaman sonra güvendiği ilk insan olan William'ın, onları burada bir başlarına bırakacak olma düşüncesi Dani'nin zihnini altüst etmişti.

Odaya girdiği an duraksadı ve gözleri Aiden'ı buldu; taş kadar sert olan yatağının minderinde yüz üstü uzanıyor, bir kolu dışarıya taşmış şekilde derin uykuya dalmıştı. Zincirli kanatları sırtına yapışmış, kanatlarının uçları örtü gibi belinden ayaklarına kadar serilmişti.

"Aiden?" Ondan ses gelmezken, Sabah Yıldızı'nın düzenli nefes alışverişleri duyuldu. Dani ona doğru adımlayıp yere çöktü ve sırtını Aiden'ın yatağına yasladı, kollarını bacaklarına sardığında başını uyuyan adama çevirdi. "Sana bir şey söylemem gerekiyor." Araya bir süre sessizlik girdi, normalde olsa koğuşun mırıltıları odaya kadar gelirdi ancak o da yoktu.

Herkes suspus olmuştu aniden.

Bu ölüm sessizliği hoşuna gitmemişti.

Sesini sakin ve yumuşak tuttu, hızla inip kalkan göğsünü sabit tutarak soluklandı. "Sen suçlu değilsin, Aiden."

Derin nefes alıp veren Dani, onun bir anlık kaş çatışına şahit oldu.

"Her ne olduysa eğer, kendini suçlamana gerek yok." dedi devam ederek. "Ben de kendimi suçluyorum ara sıra çünkü ailemi öldürdüm... ama bu, bilerek yaptığım bir şey değildi. Kendimi korudum, içimdeki bu şey beni korudu. O yüzden bazen ya suçlu hissediyorum ya da hissetmiyorum ama sanırım hissetmemem gerekiyor çünkü ben bir şey yapmadım." Dani gülümsedi. "Aslında böyle düşünmemde Billy'nin de katkısı var."

Aiden'ın gözleri aralandı ve kahverengi gözleri Dani'yi buldu. "Sana anlattı mı?" diye sordu, uykulu çıkan sesiyle.

Başını iki yana salladı. "Hayır."

"O zaman beni anlaman mümkün değil, Daniel." diyerek yerinde kıpırdadı ve arkasını döndü. "Sessiz ol, uyuyacağım."

Dani hızla ayaklandı ve yumruklarını sıkarak kaşlarını çattı. "Neden kendini bana kapatıyorsun ki!?" diye sordu bağırarak. "Sana yardım etmeye çalışıyorum, seninle konuşmaya çalışıyorum ama sen benden uzaklaşıyorsun! Sen dememiş miydin, seni kardeşim olarak görüyorum diye? Bu mu kardeş olarak görmek?" Sesinin sertliğine kendisi bile inanamamışken, odada yankılanan ses koğuşa ulaştı. "Var ya, Billy'nin gitmesine şaşmamalı! Onu da mı böyle uzaklaştırdın kendinden?"

Genesis ᴮˣᴮHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin