15. Bölüm

10K 706 407
                                    

Merhaba, 

Nasılsınız??

Oy ve yorum sayısını biraz daha yüksek tutarsak çok güzel olur. 🦋

-Keyifli okumalar-

Ben hâlâ olayın şokunu atlatamamışken, Sungur bu sefer Tunç'un yüzüne sert bir yumruk attı.

“Tenha bir yer demek ha?” diye dişlerinin arasında konuştu, yerde kıvranan Tunç’a büyük bir nefretle bakarken. Yakasından tutup yüzüne yaklaştı, sesindeki soğuk tehdit tenime kadar işledi: “Sen kafana göre ona dokunup rahat rahat gidebileceğini mi sandın? Kimse uyarmadı mı seni? Sungur, o kızın kılına zarar gelse bu mahalleyi sana mezar yapar, diye?”

Sözlerine karşı ne hissedebileceğimi bilemedim.

Hâlâ az önce yaşananların etkisindeydim. Sungur gelmeseydi… Ne olacaktı?

Bunu düşünmemeye çalışarak yutkundum.

“Dua et,” dedi, sonra bana döndü. Göz göze geldiğimizde bakışlarımda ne gördüyse dişlerini sıkıp önüne döndü. “Dua et, iyi değil. Yoksa seni evire çevire…” Sözünü tamamlamadı, ama öfkesi ciğerine kadar işlemiş gibiydi. Ellerini Tunç’un yakasından çekip doğruldu. Tunç, Sungur’un elinden kurtulunca yere serildi, ayağa kalkmaya çalışırken acı içinde inledi. Daha sonra zorda olsa koşar adım uzaklaştı.

Sungur hızla bana doğru döndü, ama ona bakmadım. Bakamadım.

“Mira?” diye seslendi.

Cevap vermedim. Bir gün içinde neler yaşamıştım? Daha bu sabah her şey yolunda sanırken, şimdi bir kabusun ortasındaydım. Sungur dibime kadar geldiğinde cevap vermeyeceğimi anlayıp elleriyle yüzümü tutarak ona bakmamı sağladı. İrkildim, ama dokunuşu içimde yatan kelebekleri uyandırdı.

“Buradayım,” diye fısıldadı. Gözüm ilerideki bıçağa kaydı. “Bıçak…” diye mırıldandım.

Sungur bakışlarımı takip etti, sonra pozisyonunu bozmadan bıçağa bir tekme savurdu. Bıçak metrelerce öteye savruldu. “Gitti,” dedim kısık sesle.

“Gitti,” diye yineledi, başını sallayarak.

“Bana ne yapacaktı?” diye sordum, sesimdeki titremeyi engelleyemeden.

Sert bir nefes aldı. Alnını alnıma yasladığında bu hareketi beklemiyordum. “Hiçbir şey yapmasına izin vermem,” diye mırıldandı kararlılıkla. “Beni bıçaklayacaktı,” dedim, yaşananlar zihnimde yeniden canlanırken.

“Sıkar o biraz,” diye sertçe karşılık verdi.

“Dibime kadar girip o iğrenç gülümsemesiyle bedenimi süzdü,” dedim, sesim acıyla yankılandı.

Gözlerini yumdu. “Özür dilerim,” dedi, neredeyse fısıldayarak.

“Neden özür diliyorsun?” diye sordum şaşkınlıkla.

“Senden yardım istemeseydim bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.” Haklıydı, ama bu kadar ileri gidebileceklerini ne o ne ben tahmin edebilirdik.

“Kabul ettiğim için pişman değilim,” dedim yorgun bir sesle.

“Farkındayım,” diye karşılık verdi.

Ayaklarım beni daha fazla taşıyamayınca dizlerim çözülür gibi oldu.  Sungur, bunu fark eder gibi olduğunda belimden tutup beni kendisine yasladı.

-SAUDADE-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin