" Amelia."
" Amelia bana yardım etmelisin!"
" beni duyuyor musun?"
Karşımda genç yakışıklı birisi duruyordu, benden yardım istiyordu ama ben onu tanımıyordum, o beni nereden tanıyordu?
" sen de kimsin?" Diye sordum.
" Ares, benim adım Ares, bana yardım etmelisin Amelia."
" sana nasıl yardım edeceğim ki? Hem neden yardım istiyorsun?"
" geri insana dönüşebilmem için bana yardım etmelisin." Dediğinde küçük çaplı bir kalp krizi geçirdim.
" sen...sen-"
" evet ben o Frizya atıyım, bana yardım etmelisin ne olur."
" Amelia!"
Bu başka bir sesti, bu ona ait değildi.
" Amelia! Orada mısın?"
Bir anda uyuduğum yerden irkilerek sıçradım ve neler olduğunu anlamaya çalıştım, kalktığım yerden geri yere çöktüm ve beni çağıran kişinin Jack olduğunu fark ettim.
" kahretsin, beni burada görürse biterim!" Dedim kendi kendime ve saklanıp hiç ses çıkartmadım.
" orada mı?" Bu babamın sesiydi.
" hayır, belkide çiftliği gezmeye gitmiştir, başka yerlere bakalım." Dedi Jack.
Onların uzaklaştığını fark ettiğimde hemen atımın kutusunu alıp onun ahırına girdim.
" merhaba bella, ben geldim benim için kısa süreliğine rol yapar mısın?"
Evet, delirdim çaktırmayın, resmen bir atla konuşuyordum.
Hemen kutudan bir tarak çıkarttım ve atımın saçlarını taramaya başladım.
" Amelia! Nerelerdesin sen?"
Babam ve arkasından gelen Jack gerçekten de endişeli görünüyordu.
" ben bellaya gelmiştim, dün gece uyuyamadım, burada uyuya kalmışım." Dedim.
" oh Amelia aklım çıktı kızım."
Babam bana sarıldığına bakışlarım Jack'e gitti, sanki bana 'her şeyi biliyorum' bakışı atmıştı.
" neyse senide bulduğumuza göre içim rahat çalışmaya gidebilirim." Dedi babam ve alnımdan öpüp gitti.
" sen bellaya falan gelmedin, Steven a geldin değil mi?" Dedi.
" steven?" Diye sordum.
" şu siyah Frizya attı, ben sana ona yaklaşmamanı söylemiştim!"
" o hiç de senin anlattığın gibi bir at değil, bütün gece onun ahırındaydım yanında uyuya kalmışım sevdim ama hiç bir şey yapmadı." Dedim.
" aferin Amelia! Belkide şanslıydın, ama ölebilirdin!"
" hem o at kimin ki?" Diye sordum.
" şey..."
" ney? At kimin diye sordum Jack."
" aslında at senin." Dedi.
" ne! Benim mi? Peki babam neden bunu bana söylemedi?"
" o atı sana özel olarak yakalatıp satın almıştı, aslında o başı boş gezen bir attı. Onu evcilleştirmeye çalıştılar senin için ama kimse üzerine bir kere bile binemedi."
" şimdik ne olacak ona?"
" bilmem, belkide bir işe yaramadığı için kasaba gider." Dediğinde gözlerim kocaman oldu.
" ne! Ne saçmalıyorsun sen! O benim attım kimse onu kesemez!"
" baban senin ona yaklaştığını öğrenirse çok kızar, bak Amelia senin atın var zaten bella, onunla ilgilensen?"
" hayır, ben Steven'ı istiyorum." Dedim.
" bunu babanla konuşmalısın, benimle değil." Dedi ve gitti.
O gittiğinde atın ahırının önüne geçtim ve onu izlemeye başladım, ondan sonra aklıma gördüğüm rüya geldi.
" bir dakika?" Dedim kendi kendime.
Onun adı Steven değil Ares, benden yardım istemişti, allahım ben deliriyor muyum yoksa?
"Hayır." Dedi bir ses, o an arkama döndüm ama kimse yoktu, her yere baktım ama kimseyi bulamadım.
" dalga mı geçiyorsunuz benimle! Kimsin sen ortaya çık!" Diye bağırdım.
" Amelia iyi misin?" Diğer taraftan gelen sesle neredeyse altıma kaçırıyordum, sesin geldiği yöne baktığımda dün benimle konuşan kızın olduğunu gördüm.
" şey, demin gelen sesi sen mi yaptın?" Diye sordum.
" hayır, ben şimdik geldim daha." Dedi ve kendi atının ahırına doğru yürüdü.
allahım deliriyorum galiba!!
Hemen ahırdan çıktım ve eve doğru koştum, oradan da direk odama girip kendimi duşa attım.
Duşumu aldıktan sonra bornozumla odama girdim.
" çok hayalperest olmaya başladım galiba." Diyerek üzerimi giyindim.
" hayalperest falan değilsin." Dedi yine aynı ses, o an oturduğum yatağımda fırladım ve etrafıma bakınmaya başladım.
" sen de kimsin!" Dedim, ama kimse yoktu!
" sus! Ben Ares, sakın kimse seninle konuştuğumu bilmesin, yoksa sana deli derler." Dedi.
" gerçekten de deliriyorum! Yada delirdim bile!" Dedim kendi kendime ve yere çöktüm.
" Amelia, sakin ol! Delirmiyorsun." Dedi yine o kafamın içindeki ses.
" ne istiyorsun benden?!"
" yardım." Dedi.
" ne yardımı!" Diye sordum sinirle.
" insana dönüşebilmem gerekiyor, bana yardım etmelisin, kaldım böyle." Dedi bana.
" ne? Sen insan mısın?"
" aslında atım, ama bu gördüğün at değilim, ve insana dönüşebiliyorum evet."
" allahım ben dün ne yedim acaba?" Diye sordum kendime, hala inanamıyordum.
" bana yardım edecek misin?" Diye sordu yine.
" sana yardım edersem, aklımdan çıkacak mısın?" Diye sordum.
" evet." Dedi.
" tamam, ne gerekiyorsa yapacağım." Dedim ve bir cevap bekledim, ama hiç kimse konuşmadı.
" oh, çok şükür gitti."
" ben hala buradayım."
" aa!!" Diye bağırdım korkudan, gitmemiş hala kafamda!!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonuncu peri
FantasyAnnesinin ölümümden sonra zengin babasının çiftliğine taşınmak zorunda kalan Amelia babası tarafından ilgiyle ve sevgi dolu bir şekilde karşılanır, fakat kendisi atlardan hiç hoşlanmaz ama orada kaldığı sürece atlarla ilgilenmek sorunda kalır. Bir...