sinir dolmamis ama bu bolumu atmasam catlardim siz yine de yorum yapin olur mu🥺
✮
Mine'ye dediği cümleden beri konuşmuyorlardı, kız Barış'ı ne zaman görse köşe bucak kaçıyordu. Hoş, Barış zaten umursamaz biri olduğundan kovalamıyordu da ancak Mine'nin rahatsız olduğu kesindi. Aynı kendisi gibi Barış'ın da unuttuğunu düşünmüştü geçmişi. Bir sene önce kadar, iki üç kez yatmışlardı. Zaten duygu yüklü şeyler değillerdi, Barış'ın dur durak bilmeyen libidosu için normal bir durumdu bu. Mine ise... Kapılmıştı işte Barış'a.
Ancak daha sonrasında pişmanlık da duymuştu elbette. Sonuç olarak hiç etik değildi, iş yapıyorlardı. Üstelik duyulsa kovulmanın eşiğine dahi giderdi, Galatasaray'a böylesine bağlıyken de böyle bir risk almayacağı için de bu bağı koparmıştı. O zamandan beri de unutmuştu olanları, ta ki Barış Alper arlanmaz bir şekilde tekrar hatırlatana kadar.
Maalesef Mine onun kadar gamsız olmadığından yüzü kızarıyordu hatırladıkça. Barış Alper ilki değildi ancak daha önce yattığı adamlarla arkadaş kalmamıştı. Şimdi ise, Barış'tan olabildiğince kaçıyordu.
"Mine'yi gördün mü?" dedi Kerem, soyunma odasında Barış'ı bulunca. Elindeki havluyu askılığa asarken omuz silkti sarışın adam ve siyah tişörtünü geçirdi üstüne. "Hiç görmedim." Kerem oflayarak soyunma odasından çıktı, Barış da şapkasını takıp terk etti odayı. İdman bitmişti, tek istediği eve gidip biraz uyumaktı.
Soyunma odasından çıkıp köşeyi döner dönmez karşısında çıkan Mine ile çarpışmamak için refleks olarak elini kızın beline yerleştirdi.
"Ay!" Kafası Barış'ın sert göğsüne çarpınca irkildi Mine. İstenmeyen ot burnunda bitermiş, ya da öyle bir şey işte. Telaşla Barış'tan uzaklaşmak istese de Barış'ın belindeki eli buna engel oluyordu. Omuzlarından itti adamı ancak bir milim kımıldamadı.
"Barış!" diye mırıldandı. Kıvırcık saçlarını kulağının arkasına yerleştirdi. Üzerindeki blazer yüzünden sıcak basmıştı, bunalmıştı Mine. "Napıyorsun, çekilsene." Bir kez daha itse de Barış'ın çekilmeye niyeti yok gibiydi. Kızı çevirip soyunma odasının kapısına yasladığında bir bacağı ile kızın yerini sabitleştirdi. Yüzüne bir sırıtış ile afallamış Mine'nin gözlerine kenetledi gözlerini.
"Nereye kadar kaçacaksın kıvırcık?" Yutkundu Mine. Barış'ın bacağı ile yaptığı baskı ve belindeki eli ile tam olarak kapana kısılmıştı. Üstelik tesiste bu kadar insan varken bu konumda yakalanmaktan korkuyordu. "Barış çekil!" dedi sinirle. "Biri görecek, çekil."
Alt dudağını dişledi Barış, sırıtırken. Mine'yi böyle kıvrandırmaktan zevk alıyor gibi bir hali vardı. "Cevap ver, bırakacağım. Neden kaçıyorsun kaç gündür?"
Mine gözlerini yumdu sıkıca ve Barış'ın omzuna vurdu sert olduğunu düşündüğü bir şekilde. "İşimden edeceksin beni!" dedi dişlerinin arasından. Barış Alper, bacağıyla kıza daha çok baskı yapmaya başladığında alnını adamın omzuna yasladı Mine. "Hatırlamak istemediğim şeyleri hatırlatıyorsun." dedi utana sıkıla.
"Duyamadım?" Barış'ın parmakları Mine'nin belini hafifçe okşarken kafasını omzundan kaldırdı. "Unuttum bitti Barış, defol git!" Bir kez daha ittiğinde bu sefer bırakmıştı Barış kızı ancak yüzünde zafer kazanmış bir eda vardı. Niye bilmiyordu fakat Mine'den ne düşündüğünü, ne hissettiğini duymak istemişti. Her istediğini de böyle elde ediyordu işte.
Kıvırcık kadının gözlerinden ateş çıkıyordu adeta. Sinirini çıkarmak istercesine bir kez daha itti Barış'ı. "Sakın, sakın bir daha tesisin içinde bana dokunma!" dedi işaret parmağını adama doğru sallarken. Barış'ın yüzündeki memnuniyet dolu ifade daha çok küplere bindiriyordu Mine'yi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙜𝙚𝙣 𝙯 𝙡𝙪𝙫 | barış alper yılmaz.
Fanfictionbarış alper yılmaz'ın başına aldığı bela hayatını tümden değiştirecekti.