Kutsal
Uzunca bir süre düşündüğümde istenebilecek bir şeydi aslında, hatta kim istemezdi ki kutsal bir şeyi? İsterdi. Ama ben? Hakkım var mıydı? Alabilir miydim onu? Emin değildim.
Gözlerim öylece zeminde iken usulca kaldırdım başımı, beklenti ile bana bakan bir çift gri göz gördüm o an keşke görmeseydim. Kalbim neredeyse kulaklarımda atarken usulca dudaklarımı aralayarak derin bir iç çekişle Kahine baktım. O ve Konsey sözcüsü Leonor ellerini önlerinde kavuşturmuş tanıklık etmek adına beni beklerken bi anda doğrulan Aiden bütün dikkatimin ona yönelmesine sebep oldu. Soğuk parmakları elimi bulup bedenimi hiç zorlanmadan kendine çektiğinde ne olduğunu dahi anlamadan kendimi onun kucağında buldum. Utanç, üzüntü, nefret, hayal kırıklığı ne varsa üzerime ağırlığını vererek dururken yan tarafımda duran adamlara bakmadan Aiden'en gözlerine baktım.
- nasıl yapacağımı bilmiyorum! Dediğimde usulca Kahin ve Leonora baktı
Onların burda bulunması pek hoşuna gitmese de gerekli olduğunu biliyordum buna karşı çıkamazdı.
- dışarı çıkmanızı talep ediyorum! Dediğinde iri gözlerle ardıma baktım
Kararsız kalan iki adam öylece ona bakarken umursamaz bir tavırla bana döndü, usulca kapı geri açılarak iki adam dışarı çıktığında iri gözlerle Aiden'en gözlerine baktım o ise parmağını çenemin altına koyarak yüzümü boynuna yaklaştırdı.
- ısıyı takip et! Dedi hafif kızgın bir sesle

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağ
FantasyKaderin bana oynadığı o cilveli oyundu karnımdaki bağ. İki krallığın acımasız savaşının ortasında kalmış hamile bir kadın mı? Ondan hamileydim ve daha onun kim olduğunu bile bilmeden... Kehanet gercekleşmişti, iki krallığın efendisi bir Vamp...