•zamanın eli 2•

1.4K 123 40
                                    



Not: Aynı 6 aylık zaman atlamasında İdil'in neler yaptığını okuyacağız..İyi okumalar✨

1 AY SONRA

"Orda da güzel bir okulunuz ve yepyeni arkadaşlarınız olacak..Hem tatillerde yine buraya dönebiliriz.." Lina ve Kemal Efe'yi İsviçre'ye gitmeye ikna etmeye çalışıyordum..

İkna olsalar da olmasalar da gidecektik ya..Yine de konuşuyorduk işte..
"Hazan Abla da gelecek mi?" Lina sorduğunda derince bir iç çektim..

"Hayır..Sadece üçümüz gideceğiz.." dediğimde ikisinin de yüzü düştü. Tabiki bunca zamanda ona çok alışmışlardı..Benim gibi..Ama bu yeni hayata alışmak zorundaydık..

"O sonra mı gelecek?" bu kez Kemal Efe'nin sorusu ile afalladım.
"Hayır birtanem..Sadece biz varız.." oturduğum yerden kalktım. Bu sorulara daha fazla katlanamıyordum.

"Derya ablanız toplanmanıza yardım eder.." odadan çıktım ve sırtımı koridora yaslayıp derin bir nefes verdim.

Bu nasıl bir yüktü omuzlarımda? Ve ben nasıl bu hale gelebilmiştim yirmili yaşlarında bir kızla..

Zayıflığım olmuştu..Dengemi bozan beni olmaktan korktuğum insana dönüştürendi o..Yine de ona koşmak istiyordum..Sarılıp sımsıkı ve göğsüme bastırmalıydım..Başımı salladım..Yapamazdım..En çok da onun iyiliği için..Benim gibi biriyle hayatını mahvetmemeliydi.

"İdil Hanım.." koridorun başına baktım. Nihat bana doğru yürüyordu..
Ona baktım.
"Duygu Hanım Amerika'ya yerleşti..Doktoru hastanesi her şey tamam.." dediğinde başımı salladım.

"Teşekkürler Nihat..İsviçredeki ev hazır mı? Yarın gitmemiz lazım artık yeter..." bıkkınlıkla söylediğimde hemen konuştu.

"Hazır efendim..Ne zaman gitmek isterseniz.." başımı sallayarak odama girdim.

Hazan'ın hatırası bu odada yüzüme çarparken nefesim kesildi. Bu evi zaten sevmiyordum ama Hazan bana sevdirmişti..Onunla sevmiştim ama şimdi onsuzken nefret ediyordum..

Yanlış mıydı kararım? Yanlış olsa da onun için faydalı olan buydu..Bunca zamandır bencilliğimden sonra biraz fedakar olamaz mıydım?

2 AY SONRA


Havaalanındaki koltukta otururken ayaklarımı sallıyordum..Etrafıma bakındım..Telaşla oradan buraya koşan insanların arasında gergin bir şekilde oturuyordum..

Geçen hafta da burdaydım..Ve ondan önceki hafta da..Sürekli buraya geliyor bu koltuğa oturuyor ama o uçağa binemiyordum..Saatlerce oturup eve geri dönüyordum..
Hiçbir şeyden korkmayan İdil bir uçağa binmekten de Hazan'o görmekten de korkuyordum..

Telefonum çaldığında düşüncelerim dağıldı.
Arayan ablamdı..
"Efendim.." diyerek kulağıma götürdüm..Bu sırada önümden kalkıp giden uçakları izliyordum.

"Restoranı kabul etmedi..Boşver artık İdil..Bak çok iyi gidiyorsun..Böyle devam et.." dediğinde derin bir nefes verdim.

Hazan..

Neden kabul etmezsin ki? Yaptığım tüm o aptallıklardan sonra en azından senin için bunu yapabilmeliydim..Kendi restoranında kendi mutfağında dünyanın en iyi şefi olmalıydın..

Ayaklandım..Gidebilirdim..Kendim teklif etsem belki..
Vazgeçip geri oturdum..Gitmemeliydim..

"Tamam abla teşekkür ederim.." diyerek telefonu kapattım.. Yine koltuğa gömüldüm.. Ne yapabilirdim?

"Değişik bir seçenek.." duyduğum tanıdık sesle arkamı döndüm. İlkay elinde karton bardakta kahveler ile bana bakıyordu.
"Sanırım biz terapileri bu havaalanı koltuğuna taşımalıyız..Klinikten çok buraya geliyorsun.." yanıma oturup kahveyi uzattığında kahveden bir yudum aldım.

Yangın Sayılır gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin