Yüz üstü yaslanıyordum, omzumun arkasına Metehan başını yaslamıştı, kolunu sırtıma yaslayıp elini bel oyuntuma yerleştirmişti. Bacağınıda kalçamın üstüne atarak ahtapot gibi sarılmıştı.
Başımı uykulu gözlerle etrafa bakarak kaldırdım. Sabah olmuştu. Yüz üstü yattığım yerden Metehan'a doğru dönerken, o da gözlerini aralamış başını kaldırmıştı.
Başımı başının hemen altına boynuna yasladım, birbirimize iyice sokulurken hafifçe gülümsedim. Boynuna dudaklarımı bastırdım.
"Günaydın aşkım" esneyerek söylemiştim.
Burnundan güldüğünü duydum.
"Günaydın bitanem"
Yavaş yavaş uykudan arınırken açık tuttuğum buz mavisi gözlerim boynunda gezindi.
Aklımda ise başka bir düşünce vardı. Ve bunu sesli bir şekilde dile getirmiştim..
"Agabeyim nerede?"
Biraz sustu, düşündü sanırım.
"Gece gelmedi, Leyla'dadır"
"Neden orda?"
"Dedim ya onlarda işi pişird-"
"Sus!" Diye yükseldiğimde lafının gerisini getiremedi.
"Saat kaç?" Elimi yastığımın altına atıp telefonumu çıkardım.
"Yedi"
"Senin Resmi tatilin var ama benim ufaktan kaçmam lazım. Yoksa Fikret ve Mahmut Albay benim götüme cephaneliği sokacak"
Güldüm.
"Hayla sokmadıkları için şanslısın"
"Değil mi?" Dedi, kolları ve bacağı benden yavaşça ayrılıp yataktan doğrulurken. Yaslandığım yerden onu izlemeye başladım, pantolonunu ve kazağını hızlıca giyindi.
Yatağa doğru geri gelip dizlerinin üstüne durdu, üstüme eğildiğinde kollarını iki yanıma koyup dudaklarıma dudaklarını bastırdı.
Geri çekilip ışıldayan gözlerle baktı, tekrar bastırdı dudaklarını.. geri çekilip aynı şekilde bir daha baktı. Yine bastırdığında elimi ensesine koyup geri çekilmesine engel oldum.
Elini ensesindeki elimin üstüne koyup yavaşça ordan çekip yatağa bastırdı. Başını geri çektiğinde dudaklarımız ıslak bir ses çıkararak ayrılmıştı.
"Gitmem lazım" dedi, üstümden yeniden doğrulurken.
"Göreve gitmezsin değil mi bugün?"
"Bilemem"
Ellerimi ondan çektiğimde o da ayağa kalkabilmişti.
"Seni seviyorum, Allah'a emanet ol"
Dudakları kıvrıldı.
"Bende seni seviyorum" kapının kilidini açıp çıktı. Arkasından öylece bakakalmıştım.
"Ee ne yapacağım ben şimdi tüm gün?" Diye huysuzuca mırıldandım. Üstümden örtüyü ittiğimde yavaşça doğruldum.
Doğrulmaz olaydım ki! Kasıklarıma vuran şiddetli bir ağrıyla geri yaslandım.
Allah kâhretmesin, dün gece yediğim tüm hurmalar şimdi boğazımı tırmalıyordu..
Salak Ülkü! Kim sana dediki git adamın üstünde hoppidik yap diye!
Suratımı ekşitip bir sağa bir sola döndüm. Bir şekilde benim kalkmam lazımdı. Yatağın ucuna gelip tekrardan doğrulmaya çalıştım. İlkinde ki gibi bir acı hissetmesemde yine acımıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzler Silinmez
Romance"Gözlerin en kıymetli hazinemdi.." Öylesine yazılmış bir asker, doktor kurgusudur.