²³William Goldsmith II

422 77 204
                                    

İyi okumalar,
yorum yapmayı unutmayın.
.

...

Kimse gelmemişti.

Ne Jeremy, ne Yui ne de Aiden...

Dani'yle zaten yeni görüşmüştüm, onu saymama hiç gerek yoktu.

Ancak diğer üçünün gelmemesi için sebepleri vardı; Jeremy, gücünü hala toparlayamamıştı tahminlerime göre ve Aiden ile Yui de artık bana güvenmiyorlardı ve konuşmak istemediklerine adım gibi emindim.

Sorgu odasında tek başıma kendi sandalyemde oturmuş günümü gün ederken, dümdüz önüme bakıyordum karşımdaki kapıya bakarak. Onların güvenini kaybetmek yapacağım en kötü hamlelerden biriydi. Kafamdaki planı daha tamamlayamadan rafa kalmıştım, pürüzlüydü ve daha da kusursuzlaştırmam gerektiğini düşünüyordum fakat bunu tek başıma yapabilir miydim emin değildim.

Planın ana sebebi; Leonard'ı indirmek.

O adamdan nefret ediyordum, yaptığı her şey kanıma dokunmaya başlamıştı artık. Babamı geçtim, soy ismimi kirletmekten başka hiçbir bok yapmıyordu ve 'yeni dünya' adı üstünde tuhaflara zarar veriyordu. Belki de öldürüyordu, bundan henüz emin değildim. Tuhafların Goldsmith adını duydukları an içlerine düşen nefreti dindirmek istiyordum, benden nefret etsinler istemiyordum. Özellikle de bu Aiden olunca içim bir garip oluyordu.

Onun benden nefret etmesini istemiyordum.

Gözlerimin içine öfkeyle, saf nefretle bakmasını ve beni babam olarak görmesini de istemiyordum. Ona iyi biri olduğumu, onlara yardım etmek istediğimi anlatmak istiyordum ancak ben küçük bir hata yaparak bunu mahvetmiştim. Beni ben olarak görmesini, yine her zamanki gibi bana kapkek demesini istiyordum içten içe. Ki demişti de, onu etkilediğimi söylemişti ama ondan sonrası yoktu.

Oturduğum sandalyede yayıldığımda bacaklarımı araladım ve başımı arkaya doğru atıp gözlerimi tavana diktim. Yui'nin ve Aiden'ın güvenini tekrar kazanmam gerekiyordu ama nasıl? Bunu uzunca düşünmüştüm ve hiçbir sonuç elde edememiştim, hele ki burada milyonlarca kamera varken bunu yapmak zordu. Şu an bile izleniyordum; hem kameralardan hem de aynanın ardındaki Barry tarafından.

Barry zararsız görünüyordu ve onu planlarıma dahil edecektim; sıradaki kurban oydu.

Tabii onun da güvenini kazanmalı, yakın davranıp onunla arkadaş olmalıydım ki bana her şeyi anlatabilsin.

Ve bir de bunları Leonard'a çaktırmamam gerekiyordu.

Ona da yakın davranmam gerekirdi...

Gerekirse kötüyü oynamalıyım, değil mi?

Daha fazla beklemeye dayanamayıp ayaklandım ve masanın üzerinden defterimi alıp sorgu odasından çıkarak koridorda ilerledim, koridordan direkt merkeze çıktığımda tam karşımda kalan Leonard'ın ofisine doğru ilerledim. Merkezde bulunan birkaç önlüklünün gözü yine beni bulmuştu, merak ediyorlardı ama yanıma gelip de konuşmaya cesaretleri yoktu. Onlar sadece beyaz önlüklerinin altına gizlenmiş yarı robot yarı insanlardı, hepsi Leonard'ın köpeği olmuş durumdaydı ki birinin bile benimle konuşmaya çalışmasında yüzlerine bakacağımdan şüpheliydim. Onlarla tek bir kelime dahi etmek istemiyordum, Leonard neyse onlar da benim gözümde oydu.

Onların gözlerinde Leonard'ın gözlerini görüyordum, sanki... onları kontrol ediyordu.

Kapının önüne vardığımda açtım ve koridora çıkıp odasına doğru ilerledim. Attığım her adım beyaz seramik duvarlarda yankılanıyor, beyazlığın içindeki tek koyuluk -lacivert gömlek ve koyu renk bir pantolon- bendim. Buradan çıkacağım zaman, ki bu belli değil, uzun bir süre beyaz renk ve ayna görmek istediğimden emin değildim.

Genesis ᴮˣᴮHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin