~HASEKİ~
Ne yapıyordum bilmiyordum. Kartal iyileşmemişti bile, şuan uçakta, Trabzona uçuyorduk. Yine oraya dönüyordum... Ama bu kez fazladan bir kişiyle...
"Susmanı hiçbir zaman sevmezdim Pare'm." Uzun sessizliği onun sesi bozdu. Hâlâ iyileşmemiş olmasına rağmen dimdik durabiliyordu.
"Hadi,anlat bana,ne zamandan beri var? Yada ne kadar oldu?" Art arda sorularına cevap vermedim. Bıkkın bir nefes verip,
"Neredeyse iki haftalık."
İçten içe seviniyordu,ama bunu bana göstermiyordu. Ya bebeğe yada kendime zarar vereceğimden korkuyor olabilirdi...
"Peki, cinsiyeti ne?"
"Ne?"
"Cinsiyeti diyorum."
"İki haftalık bebeğin cinsiyetini mi soruyorsun sen?"
"Evet? Ne olmuş ki?"
Diğer tarafta dönüp ya sabır çektim. İki haftalık bebeğin cinsiyeti mi belli olurdu!
Tamam,sakin,sakin. Sinir stres yok,ilk defa baba oluyor,ve haliyle salak soruları da aldırış etmemek gerekiyor.Hala öğrendiğine inanamıyorum...
Ona döndüm. "İki haftalık bebeğin cinsiyeti henüz belli olmaz,18-22 haftalıkken felan olur diye hatırlıyorum."
"Yani... 4 ay bekleyecek miyiz?"
"Evet."
Kafasındaki salakça sorularıyla baş başa bırakarak gözlerimi kapattım. Yine bulmuştu beni...
Birtakım sesler duyduğumda gözlerimi araladım. Aynı benim gibi Kartalda uyuyordu. İndiğimize dair anons verildiğinde Kartal'ı dürtmeye başladım.
"Ölmedin dimi?" Seslensem de uyanmıyordu.
"Kartal,hadi geldik!" Nefes alıyor muydu acaba? Katil mi oldum ben şimdi!
Elimi gözlerinin önünde salladım. Tepki vermiyordu. Nefes alıyormu diye kontrol etmek için biraz daha yüzüne yanaştım. Birden ensemden çekilmemle yumuşacık dudaklarına yapıştım. Öldü sandığım adam gerçek anlamda uyanık çıktı! Hem,birşey yapmadım neden ölsün ki? Aferin salak Pare! Kartaldan salak oldun sen! Ne diyorduk,ha. Dudakları...
Yumuşacık dudakları dudaklarımı sardı. Düşmekten son anda kurtulan biri gibi hissettim. Sonra yanımdan bir ses duyup beni gerçekliğe sürükledi.
"Püü! İnsan içinde yapılacak iş mi be!" Diye yaşlı teyzenin biri homurdanıp yanımızdan geçti. Son kez alt dudağımı çekiştirip diliyle yaladı. Geri çekildiğinde az önceki teyzenin arkasından baktı.
"Evdekilerden rahat yoktu şimdi burda!" Diye söylendi. Yani,şuan ne kadar alakası vardı bilmiyorum ama,o evdeyken sürekli bölünüyorduk.
Gerçekten şuan ne alaka! Kötü düşünceler defolun gidin kafamdan.
"Hayatım? Aloo? Error mu verdin kız?" Rüyadan uyanmışçasına gözlerimi kırpıştırdım.
"Gelmişiz madem kalksana." Sağır mı oldum ne?
Ayağa kalkıp yanından geçtim. Karnım sancılanıyordu,az önceki şeyden olmalı. "Annecim, gözlerin varmı henüz bilmiyorum ama umarım görmemişsindir."
Bu aralar onunla konuşma gibi bir alışkanlığım olmuştu.
Dışardaki hiçbir kötülüğü hissetmesini,duymasını istemiyordum. Ve şuan o eve gidiyor olmak beni biraz geriyordu. Üzerlerinde nasıl bir izlenim bıraktım bilmiyorum ama,onlar iyi insanlardı. Hazal hanım ve Türkan ile iyi anlaşıyorduk. Gerisiyle de öyle de,dümdüz Kartal harici hepsiyle anlaşıyorduk işte!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haseki +18
Teen Fiction-Bütün bölümler düzenlenerek uzatılmıştır.- Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor" Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın...