2.5

2.7K 84 21
                                    

Yatağımda bir sağa bir sola kıvrılırken, kapının çaldığını duydum. Metehan dün akşamdan gitmişti, evde yalnızdım. Gelenin o olmadığınada emindim. Çünkü sabah gelecek olsa akşam gitmezdi.

Uykulu uykulu yatağımdan çıkıp, çalan kapıma ilerledim.

Kapıyı açtığımda gördüğüm kişiye inanabilmek için bir kaç kez göz kırpıştırdım.

"Ağabey?" Diye mırıldandım.

"Güzelim?"

İçim yumuşacık olurken, sarılmak istedim. Yapmadım. Tam tersine ters ters yüzüne baktım.

"Ne işin var be senin burada?"

"Senin için geldim"

"İstemez git!"

"Özür dilerim, bırak içeriyi gireyim konuşayım seninle"

"Ne konuşucan ya? Biz Leyla ile her şeyi konuştuk. Kızın aklına sen girmişsin lan!"

"Bağırma Ülkü, içeri girelim"

"Sen benim evime giremezsin!"

"Ağabeyim yapma böyle, biliyorsun hem az çok neden ona söyleme dediğimi."

"Ağabeyim değil misin sen? Kıskanamaz mıyım ben seni? Hangi kız kardeş ağabeysinin sevgilisini kolay kolay kabullenir ki! Hemde aramız bu kadar iyiyken! Seni bu kadar çok seviyorken!"

"Güzelim, çok haklısın yaptım bir kafasızlık işte. Buraya senin için geldim ben"

"Yalancı! Leyla'ya geldim demiyor da! Sana geldim diyor"

"Ağabeyim uzatma ya, kardeşiz biz olur böyle şeyler"

"Kırgınım ama ben sana!"

"Kırgın kalma bana, sende benden Metehan'la sevgili olduğunu gizliyorsun ben bir şey dedim mi sana?"

Öylece kala kalmıştım.

"Ne-ney?"

"Metehan'la sevgili olduğunu biliyorum. Ne zamandır birlikte olduğunuzdan haberim var"

"Kim söyledi bunu sana?"

"Ayaz, yani o ağzına sıçamadığım orospu evladı"

"O seni mi aradı? Hangi yüzle?"

"Ortalığı karıştırmak için aramıştı. Bana söylediğinde bende haberim olamadığı halde haberim var dedim. Baya bir tersledim. Göt oldu kaldı işte."

"Kızdın mı bana?"

"Çok hemde"

"Gel içeri gir"

İçeri girdiğinde gözleri evin içinde gezindi.

"Güzel olmuş evin"

"Teşekkür ederim ağabey"

"Ee anlat bakalım bana herşeyi"

"Nasıl anlamadım?"

"Ben gidip o Metehan'nın ağzını kıra kıra mı öğreneyim yoksa burda seninle kibar kibar konuşarak mı?"

Bahsettiği şey aramızın nasıl bu kadar ilerlediğiydi.

"Ağabey.." diye mırıldandım.

"Evet?"

"Ben hoşlanıyorum demiştim ya hani.."

"Ee?"

"O bana çocukluktan yanıkmış"

Sinirlendiğini gerilen çenesinden o kadar iyi anlıyordum ki..

"Şerefsiz, kaç yaş büyük senden. Ben zaten seni yanına istemesinden anlamalıydım! Telefonda hep seni sormasından- ah eşek kafam!"

İzler SilinmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin