34

5.4K 303 6
                                    

Gümbür gümbür çalan kapının sesi beni yerimden sıçratmıştı. Kapıma vurulan yumruklar her kime aitse tüm evi inletiyordu.

Üstünde yattığım bedende tavizsiz kalamayıp uyandığında benden hızlı davranıp ikimizi de kaldırdı. "Birini mi bekliyordun?"

"Hayır." Kapıyı açmaya kalktığımda elimden tutup beni durdurdu. O önden gidip kapıyı açtığında karşımda annem vardı.

Kapımı alacaklı gibi çalan annem. Daha ne alacaktı, canımı mı?

"Şu halinize bakın. Aileniz böyle mi büyüttü sizi. Yazıklar olsun. Bu mu sizin karakteriniz?" İlkerin omzuna vurup içeri girdiğinde halimize baktım.

İlker darmadağın halde alkol kokuyordu. Benimde ondan arta kalır bir halim yoktu. Gece boyu kokusu üstüme sinmiş ve dağılmıştım. "Yine ne diyorsun anne?"

"Gece içip dağıtıp, sonunda birbirinizin koynuna mı gireceksiniz? Varoş bir hayata kendinizi kaptırıp gidip birbirinizi mi bitireceksin?"

"Ağzımı bozmak istemiyorum ama yakıştırmalarınızı hak etmiyoruz."

"Bırak İlker boşuna konuşma. Annemin bildiğini okumak gibi bir huyu vardır." Annem beni umursamayıp evin içini gözleriyle taradı.

"Aldığınız eğitimler, yaşadığınız hayatın sonu bu mu olacaktı. İlker Bey gece adam dövsün içip olay çıkarsın. Bunun sebebi Başak hanımın gereksiz kaprisleri olsun. İkisi ciddi olmayan bir ilişki ilerletip usturupsuz davranıp ailelerini rezil etsin."

"Benim yaptığım hiçbir davranışın sebebi Başak değil. 32 yaşında kocaman adamım."

"O zaman ona göre davranacaksın İlker Bey. Ne demek Engini dövmek." Annem nereden biliyordu. "Yazık adamın hali kalmamış. Bizim aile dostumuz." Ne zamandır?

"Öyle bir şey yoktu anne. Engin ne zamandan beri..." Ampul kafamda aydınlandı. "Yine mi anne?" Daha ilkinin acısı geçmeden.

"Ben İlker olmayınca belki Engin olur diye..." İlker de anlamış olmalı ki annemin sesini kesti.

"Siz Engini Başağa mı ayarlamaya çalıştınız. Siz nasıl bir annesiniz ya. Durmayacak mısınız? Bir sınırının yok mu sizin?" Yoktu. Bu hayatta bir sınırı yoktu.

"Belki bir şansları olur diye düşündüm. Seninle olmayınca belki başkasıyla olabilir diye. Seninle yatıp kalkacağına düzgün bir ilişkisi olsun. Gayrimeşru bir çocuk yapıp kalacaksınız ortada." Daha ne kadar beni rezil edebilirdi?

"Senden nefret ediyorum anne." Öfkeyle öne atıldığımda İlker belimden sıkı sıkı tuttu. "Beni düşünüyormuş gibi davranmandan nefret ediyorum. İşler senin istediğin gibi gitmediği için çıldırmandan nefret ediyorum." Öfkeyle yanan gözleriyle gerçeklerimi dinliyordu. "Emin ol eğer yanlışlıkla anne olursam evladıma senin gibi davranmayacağım."

"Sakin ol birtanem." Kulağıma vuran ses bile beni sakinleştiremiyordu.

"Mantık evliliği yapayım senin gibi. Koca bir yanlışı kucaklayayım. Bir çocuğum olsun ve sen mutlu ol. Peki bu senaryonun devamı ne. Proje çocuğu gibi kızım sevmeden büyütüyüm tüm nefretimi ona kusuyum." İlkerin ellerinden kurtulduğumda anneme doğru bir adım daha attım. "Sana mı döneyim anne, senin gibi mi olalım?"

Yanağımda hissettiğim yanma hissiyle tokat yediğimi anladım. Gözü o kadar dönmüştü ki o toz tutmaz haliyle şiddete başvurmayı seçmişti.

"Haddini bileceksin Başak. Yoksa ben bildirmesini bilirim." İlkerin müdahale edeceğini bildiğim için durdurdum. "İkiniz ya evleneceksiniz ya da ayrılacaksınız. Çocuk değilsiniz artık kendinize gelin. Bu nasıl bir had bilmezlik."

"Anne..." Beni dinlemeden yanımdan esip gitti. "Anne beni dinleyeceksin." Evin kapısını umursamadan açıp çıktı. "Son sözü söyleyip gitmek yok artık beni bir kere ciddiye al anne."

Merdivenleri inerken bile peşindeydim. "Başak dur, bırak gitsin."

"Anne sana diyorum. İstediğinin olması için beni susturamaz-" Sözlerim bitmeden ayağım burkulmuştu.

Bedenimin kontrolünü kaybettiğimde basamaklardan tek tek düşmeye başladım.

Gözlerimi kapatmadan önce son duyduğum İlkerin bağırış sesiydi.

KALPSİZİN BİRİ +18  | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin