Bölüm²⁰

3.3K 208 30
                                    

İyi okumalar dilerim canlarım...

İçeri girmemle dona kaldım.

60 hatta 70'lerinde olan bir dede, Meriç in başına silah namlusu doğrultmuş bir şekilde bağırıyordu. Annem ise ağlayarak Meriç'e bişey olmaması için bağırıyordu. "Baba bırakasan yeğenimi!" Diye bağırdı Yavuz bey ile yaşıt gibi görülen adam.

Ortamın havasını dağıtmak üzere içeri girip "Ayyy helüü!" Diye bağırdım. Herkesin hatta roninin bakışları bile beni buldu. Annem, hemen korumalardan kurtulup bana koştu ve sarıldı. "Nerelerdeydiniz siz!? Geberdim korkudan hiçte düşünmüyorsunuz beni" güldüm. Benden ayrıldığında bir yerime bişey olmuş mu diye kontrol etmeye başladı. Gördüğü kıyafetlerle kaşları seyirdi. "Kızım bune?" Göz kırpıştırdı ve başını hafifçe yana eğdi.

"Benim ördeğim mi bu?" Çenemi tutup yana çevirdi. "Evet bu benim ördeğim." İlk defa beni böyle görüyordu tabi kim olsa şaşırır çünkü ben elit bir kızım yaneee.

Başımı salladım ve annemin ellerinden kurtulup Meriç'e doğru ilerledim. "Noluyor burada?" Tüm dikkatler benim üzerimdey'di ve herkes sus pus bir şekil de her hareketimi izliyorlardı.

Rezil oldum yaaag

"Bu kız benim yeğenim dir abi?" Mavi gözlü olan adam dedi bunu. Yavuz bey başını salladı. Hayırdır ben kimin yeğeniyim?

Konuşmaları umursamayarak dedenin karşısına geçip "o silahı indir amcacım" adam bana şok olmuşcasına baktı "amca çıdır -nedir- torun?" Torun mu evet evet kavradım olayı.

Bence bu dede benim grandfather'imdi. Bu adamlarda amcalarım, tontik ninede benim nenem olmalıydı, kadınlar ise yengem yada halam.

Boğazımı temizleyerek "o silahı abimin başına dayadığınız sürece benim açımdan dışarıdaki amcalardan farkınız kalmayacak" nazikçe gülümsedim. Çok havalıyım, neyse neyse

Meriç e normal de abi demezdim ama bu halini görünce sahiplik eki alasım geldi, bana dediklerini iki dakkacık görmezden gelebilirim.

Şaşırmış bakışlarıyla silahını indirip belindeki yerine taktı. Meriç e dönerek elimi uzattım. Elimi tutmasını beklemiyordum ama tutmuştu. Ayağa kalkıp kendine çeki düzen verdi. Dudağı kanıyordu, sanırım biri yumruk atmıştı Canıma değsindi.

Dedeye tekrar dönmeden önce başımdaki eşarbımsı şeyi çıkartarak kahküllerimi düzelttim. Ardından dönerek kendimi tanıttım. "Merhaba efendim ben Miya üçüzlerin ortancası" dedim ve elini öpüp anlıma götürdüm.

İlk bir dakka tepki vermemiş sonrasında beni kendine çekip sarılmıştı. "Dedesi kurban!" Cırtlak sesi vardı, yani beynimi silkeledi.

Etrafıma bir kere daha bakındığımda kafamdan geçen düşünceye hak vermiştim. Sanırım gerçektende Aşiret paketiz!

Yavuz bey den 2-3 yaş büyük birisi -yani sanırım- öne atılarak "yeğenim ben senin en çok seveceğin amcan Cengiz" güldüm. Bir diğer yani yeşil gözlü sanırım bu adamda amcam dı oda öne atıldı, "meleğim eeeennn çok beni seveceğinden kuşkun olmasın bu arada ben de Boran amcan" başımı salladım.

Yengelerim ile de tanıştıktan sonra üzerimi değiştirmek için izin isteyip arkama döndüm. Ama dönmemle de donakaldım.

Kaşlarımı çatarak işaret parmağımı ona doğru sallayıp "sizi tanıyormuyum?" Gözlerinde özlem görüyordum. Ama tanımamıştım. Ondan cevap bekliyordum. Beni birazdaha inceledikten sonra

"Beyaz Kuğu..." Elim havada kalmış kaskatı kesilmiş bir şekilde karşımdaki adama bakıyordum.

"Kurtarıcı?" Yutkundum, onu tanıyordum. Dudağı yukarıya doğru kıvrıldı "Bir gün seninle Amca-Yeğen olacağım aklımın ucundan bile geçmiyordu Beyaz Kuğu" ortamın sıcaklığını kontrol alan kişi Babam oldu,

AŞİRET Mİ!? -Gerçek Ailem-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin