Elara, artık kararını vermişti. Zafir'le evlenmek konusu, bir kenara itilmişti. Yüreği, başka bir yönü işaret ediyordu; hayallerinin peşinden gitmeye kararlıydı. Sonunda, Aslı'yla birlikte büyük bir restoran açacakları haberini almadan önce, yıllarca içinde biriken bu arzuları kendine itiraf etmişti. Zafir'in evlenme önerisi, artık içini doldurmayan bir teklif gibi geliyordu. Bu, bir zorunluluk değil, bir özgürlük arayışıydı.Zafir, büyük bir uçuştan döndüğünde, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilerek, direk Elara'nın lokantasına yöneldi. İçinde bir tuhaflık vardı. Belki de, hissettiği kalp çarpıntısı, eski günlerin hatıralarıydı; Elara'nın gözlerinde gördüğü o tanıdık ışıltı, sanki ona hala geri dönebilir miydi? Ama Elara'nın tavırları, yüzündeki soğukluk, her şeyin değiştiğini anlatıyordu. Artık eskisi gibi değildiler.
Elara, Zafir'e gülümsedi ama o gülüş, Zafir'in beklediği o samimi sıcaklıktan çok uzak, bir zorunluluk gibi görünüyordu. Zafir, lokantanın içini süzerken, Elara'nın gözlerinde bir değişim fark etti. Başarı, Elara'yı gerçekten değiştirmiş miydi? O eski, kırılgan Elara gitmiş, yerine güçlü, kararlı bir kadın mı gelmişti? Bunu anlamak Zafir için hiç kolay değildi.
"Zafir, Aslı ile büyük bir restoran açıyoruz, çok yakında açılışımız olacak. Bunu duymak hoşuna gidecektir," dedi Elara, gözlerinde bir parıltı ve gurur vardı. Zafir'in yüzünde şaşkınlık belirirken, Elara'nın bu başarısı karşısında gururlanıp lanse edilen başarıyı kutlamaktansa, bir tuhaflık hissetti.
"Harika, sevindim." Zafir gülümsedi, ama bu gülümseme, hiç de içten değildi. Kalbinde derin bir boşluk vardı. Zafir, Elara'nın değişen tavırlarını hissedebiliyordu. O eski Elara, belki de hiç dönmeyecekti.
"Zafir, evlenme meselesini şimdilik bir kenara bırakalım," dedi Elara, bir adım geri atarak. "Henüz hazır değilim. Hayallerim var, bu yolda ilerlemem gerek."
Zafir, bu sözlerin her birini adeta kalbinde hissetti. Beklemiyordu böyle bir çıkışı. Elara'nın kararlı duruşu, onu derinden sarmıştı. O an, sanki kalbinden vurulmuş gibiydi. Elara'nın sözleri, bir yumruk gibi yüregine oturmuştu. Zafir, şaşkınlıkla derin bir nefes aldı. Bu kadar net bir şekilde kararını veren bir kadını, daha önce hiç görmemişti.
Zafir, yıllarca birlikte olma hayali kurduğuyla birlikte, Elara'nın değişen tavırları karşısında bir kaybolmuşluk hissi yaşıyordu. O eski, neşeli, sevgi dolu Elara kaybolmuş, yerine bağımsız bir kadının silueti çıkmıştı. Zafir, ne kadar sevse de, ne kadar kalbiyle bağlı olsa da, bu değişimin altında neler olduğunu çözemiyordu.
Elara, Zafir'e hiç bakmadan, "Şu an gitmek zorundayım. Lokantayı terk ediyorum, seni burada daha fazla tutmak istemiyorum." diyerek hızla arkasını döndü ve Zafir'i yalnız bıraktı. Zafir, ne yapacağını bilemedi. Elara'nın bu tavırları, ona bir uzaklık, bir yabancılaşma gibi gelmişti. Zafir, bir süre yerinde öylece kaldı. Kalbinde kırıklar vardı, ama ne yapacağını bilmiyordu. Onun gözlerinde artık eski sevgilisi yoktu.
Bir hafta önce, Elara ona sımsıkı sarılırken, şimdi soğuk ve kararlı bir kadına dönüşmüştü. Zafir, içsel bir boşlukla, Elara'nın değişen dünyasında kendisini bulmaya çalışıyordu. Elara'nın parası ve başarısı, onu başka bir insan yapmıştı, ama ya Zafir? O, hala eski Zafir'di. Elara'nın yanında kendini kaybetmiş, bir zamanlar gözlerinde gördüğü sevgiyi ararken, bu yeni kadının ne kadar uzak olduğunu hissediyordu.
Zafir, Elara'nın arkasından baktı. O anda, her şeyin değiştiğini ve belki de ilişkiyi geri almanın imkansız olduğunu fark etti. Ama içindeki boşluk, ne kadar derinse, Elara'nın ayrılığı o kadar derindi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
"MÜPHEM"
RomanceGeçmiş, bir gölge gibi hayatımızı takip eder, bizi olduğumuz kişi haline getirir. Elara, hayallerini kaybetmemek için sessizliğe sığınmış bir kadın; Zafir ise geçmişin yaralarını saklayan bir adamdır. Birbirine tamamen zıt bu iki ruhun yolları bekle...