Bölüm 9 "Tehlike"

69 37 26
                                        

Bazı anlar vardır, unutmak istemezsiniz. Hep aklınızda kalsın, 'Aa mutlu olmam için bir sebebim varmış.' demek için kazırsınız aklınıza. Ve bu zamanlar aklınıza geldikçe ufak ufak gülümsersiniz hayata. Her şeye rağmen ben devam ediyorum dersiniz. Ama bazı anlar da vardır ki, yaşadığınız andan itibaren zaten unutamazsınız. Öyle bir travma haline gelir ki zihniniz onu unutmanıza izin vermez. Hatırladıkça önünüz kararır, kalbinize bir sızı gelir ve boğazınıza bir yumru oturur. İşte ben tamda şu anda o zamanı yaşıyordum. Yıllar sonra aklıma gelince yine ellerimin titreyeceği,belki korkup birinin  göğsüne yaslanacağım, hatta saatlerce ağlayabileceğim o anlardan birini yaşıyordum. Hiç tanımadığım yüzünü ilk kez gördüğüm belki de akli dengesinden şüphe ettiğim biri tarafından zorla bir yere sürükleniyor, hiç birşey yapamıyordum. Evet saat çok geç değildi ama sokak sakindi.

Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Yaklaşık iki ya da üç dakikadır direniyordum. Çığlıklarım adeta bir örüntü gibi sokakta yankı yaparken etrafımdaki tek tük insanın da sadece uzaktan izlediğini farketmiştim. Nasıl ya? Benim gözümün önünde bir kızı zorla çekiştirecekler de ben sakin kalacağım ölürüm daha iyi. Ne yapacağımı bilmez şekilde yine dakikalardır gördüğüm silüete baktım. Hala öfke doluydu. Burçin kimdi? Bu çocuk bana ne yapmaya çalışıyordu? Sahi, ben Burçin bile değilsem kim bilir Burçin denen kız ne çekmiştir? Şu an bile başkalarını düşünmem çok garip olsa da üzülmüştüm.

"Niye diretiyorsun kızım be! Yürü dedim sana. Herkes bize bakıyor. Ver şu kolunu."

Hala ısrarla yaptığına devam etmesi beni oldukça şaşırtmıştı.

"Tanımıyorum seni geri zekalı herif! Neyini anlamıyorsun? Bak sana son uyarım! Hemen bileğimi bırakmazsan olacaklardan ben sorumlu olmam!"

Evet korkuyordum. Hatta hiç bu kadar korkmamıştım. Ama eğer onun suyuna gidip bir korkak gibi görünürsem işlerin daha pis olacağı ihtimali gözümün önüne geldikçe dik başlı olmam ve ona kafa tutmam gerektiğini tekrar tekrar hatırlıyordum. Bana öğretilen buydu. Dik durmak. Korksam bile korkmamış olmak.

"Bunu sen istedin Burçin!Madem bu vücuda bu saçlara istediğim şekilde dokunamıyorum, kimse dokunup sevmesin öyle değil mi?"

Cümlesindeki imayı anlayamıyordum. Bu da ne demekti şimdi?

"Önce yüzün..." Dedi ve duraksadı. Rahatsız edici bir şekilde gözlerime baktı. "Özellikle de gözlerin..." Diye devam etti. İğrençti.

Kafamdan binlerce düşünce geçerken o iğrenç şey asla beklemediğim bir şey yaptı. Beni bacağı ile tek hamlesini kullanarak yere yatırıp kafamı yere sertçe vurmama neden oldu. Hemen ardından dudağımın üst kısmına yediğim yumrukla sarsıldım. Kahretsin! Ne tür bir psikopatla karşı karşıya kaldım ben? Dudağım çok acıyordu. Daha onun acısını tadarken yüzüme daha doğrusu elmacık kemiğime bir yumruk daha yedim. Karşılık vermeye çalışıyordum ama buna gerçekten gücüm yetmiyordu. Yüzüm acıdan farklı farklı sızlarken aklıma birden Aden'in verdiği bir fikir geldi. Evet bu işe yarardı. "Bak zambak, gücünün yetmediği yerde sana saldıran bir erkekse onu alt etmenin sadece bir yolu var. Malum yerine sağlam bir tekme..." Bunu Eda ile bana söylediğinde çok gülmüştük. Kim neden bize saldırırdı ki? İşte. Hiç beklemediğin bir anda tanımadığın bir kişi bile saldırabilir zambak. Tabii ki yapacaktım.Hangi anda yapacağımı hesaplarken bu defa da sol gözümün olduğu yere bir yumruk yedim. Ve ağzıma O tat geldi. Kan. O anın siniriyle hiç beklemeden gerekeni yaptım. Evet olmuştu. Salladığım tekmeyle birlikte büyük bir inilti eşliğinde tam ayak ucuma serilmişti. Ama hesapta olmayan bir hareketle aniden tekrar ayağa kalkıp
daha da sinirle bana yaklaştı yumruğunu tekrar havaya kaldırdığı sırada arkadan bir el yumruğunu havada yakaladı. Ve ardından tanıdık bir ses...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gamzeli Kız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin