Üç değil dört

831 52 2
                                    

Yeni bölümden herkes selam.

Bakalım neler olacak.

Keyifli okumalar.

***

Geçen hafta Mira'nın, Mirhana baba demesi üzerine büyük bir şok geçirmiştik ama çok mutlu olmuştuk.

Okuldan çıktıktan hemen sonra Yezda ve Yarkını yanımıza alıp alışverişe çıkmıştık. Yezdaya ayrı oda yapıp Miranı Yarkının odasına yerleştirmeye karar vermiştik.

Önce Yezdanın yeni odası için alışveriş yapmıştık. Daha sonra Mirana yatak ve oda için istediği birkaç eşya almıştık. Bu sırada Yarkın çok az oyuncağı var gibi bir sürü oyuncak almıştı.

Daha sonra dün kırılan yatağımız yerine kendimize de yatak almıştık. Hemen ardından gidip biraz kıyafet alışverişi yapmıştık. Hepimiz yeni şeyler almıştık. Miran biraz çekingen davransa da bir süre sonra bize ayak uydurmuştu.

O gün akşam yemeği yiyip eve geçmiştik. Ertesi gün ilk iş olarak Yezdanın yeni odasını boyamıştik. Odasının beyaz kalmasını istememişti. Yarkın ve Miran da Yezda üzerine heves edip odalarını boyamak istemişti.

Onların odasını da boşaltıp Yarkın kısmını maviye boyarken Mirnanin kısmını yeşile boyanmıştık. İlki farklı zevki olan kardeşlerin odası uyum içinde olduğu için sorun yoktu.

Boyanın bitmesinin sonuna doğru Yarkının yeşil boyaya elini batırıp kendi mavi duvarına el basması ile bütün gün boyadığımız duvar mahvolmuştu.

Yarkının öyle yapması üzerine Mirhan da elini mavi boyaya koyup kendi yeşil duvarına basmıştı. Ben duvarlar battı derken Mirhan ve Yezda da aynısını yapmıştı. Bu evde 4 bebek ile yaşıyordum.

Mirhanın beni zorlaması ile bende el baskısı yapmıştım. Mira'nın yeşil duvarlarının üzerinde mavi el baskısı ve Yarkının mavi duvarına üzerindeki yeşil el baskısı odaya ayrı bir hava katınca odayı öyle bıraktık.

O gün ev boya koktuğu için toplanıp Hesna annelere gitmiştik. İlk gün orada kaldıktan sonra boyların kuruması ve eşyaların gelmesi ile eve geçip evi düzenlemiştik. Her iki o da da çok güzel olmuştu.

Bugün ise günlerden pazardı ve bizimkileri kahvaltıya çağırmıştım. Genelde hep Hesna anne bizi kahvaltıya çağırdığı için bugün de ben çağırayım demiştim.

"Azra anne bu tabakalar da mı dışarıya çıkacak" diyen Yezda üzerine düşüncelerimden sıyrıldım. "Evet bitanem ama ben yaparım sen yorulma" dedim ama beni dinlemeden tabakaları alıp çıktı.

Bende peşinden bahçeye çıktım. Bugün sofrayı bahçede kurmuştum hava güzel olduğu için. Kahvaltıyı da alt kattaki mutfakta hazırlamıştım.

Elimdeki bardakları masaya bıraktıktan sonra biraz ileride top oynayan Mirhan ve oğullarima baktım. Mirhan yıllar sonra hayalini gerçekleştirmişti. Şimdiye kadar Miran yok diye Yarkınla top oynanamamıştı.

Hep hayali ikisiyle birlikte oynamaktı ve sonunda çok şükür ki hayali gerçek olmuştu.

"Azra anne görüyor musun benim oynayamamyacağım oyunlar oynuyorlar" diye sitem etti Yezda. Dönüp Mirhanlara baktım. "Siz Mirhan ağa ve oğulları" dediğim an durup bana baktılar.

"Maçınız biter bitmez hemen kızımın istediği oyunu oynayacaksınız" dedim emir verir bir eda ile. "Emiriniz olur xanımağam. Oyun bitmek üzere zaten" dedikten sonra oyuna tekrar döndüler.

Biraz zaman geçtikten sonra bizimkiler tek tek geldiler. "Baba bak Mirhan babam da en az senin kadar güzel top oynuyor sende bize katıl" diye bağırdı Miran, Ali'ye doğru. Miran, Mirhana henüz tam baba demiyordu ama zamanla o da olacaktı inşAllah.

Saklı BahçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin