29

8.9K 331 8
                                    

Burnuma değen ve beni kaşındıran şeyi def etmeye çalışıyordum. Bir yandan duyduğum kıkırtı sesleri bir yandan uykumun dağılmaması için verdiğim savaşın galibi kıkırtılar olmuştu. Gözlerimi açtığımda kendi saçımla burnumu kaşıyan İlkerle göz göze geldim. "Günaydın sevgilim."

"Hayır sus daha aymadı." Arkamı dönüp yatmaya devam ettim çünkü başım kazan gibi ağrıyordu. Tüm bedenimde ki sızı da cabasıydı. 

"Anlaşılan uyanınca huysuz oluyorsun. Hakkında bir şeyi daha öğrenmiş oldum." Arkamdan sarılıp çıplak omzuma dudaklarını bastırdı. "Seni yeniden keşfetmek istiyorum Başak. Hakkında yanıldığım ve bilmediğim her şeyi ezberlemek istiyorum." 

"Uyuyalım." Dudakları bu sefer yanağımı okşadığında keyifle güldüm. "Ya da ben uyuyayım sen beni öp." 

"Başka emriniz hanımefendi."

"Bir yat bir kat bir at ha birde temizinden bir trilyon dolar." Direnmeden gözlerimi açıp yüzümü ona döndüm. 

Aman Allahım sabah uyanmış dudakları şiş, saçları dağınık, bakışları buğulu İlker bu kadar yakışıklı olmamalıydı. "Bana biraz zaman verirsen hepsini tahsil edebilirim." 

"Şuan sadece öpsen bile yeter." O uzanmadan dudaklarına sıkı bir günaydın öpücüğü bıraktım. "Her sabah böyle mi uyanırsın yoksa bugüne özel mi?" Ben nasıldım acaba. Berbat ötesi. 

"Kendimi bilmem ama bu Başağı çok sevdim." Bakışları tüm yüzümü taradığında ne kadar dağınık ve çirkin göründüğümü hissettim. "Tanıştığımızdan beri saçlarını hep düzleyen Başak yok karşımda. Ruju biraz bozulunca hemen kendini ayna karşısında bulan kadın değilsin. Kırışıklığa, dağınıklığa, otoritesizliğe sabrı olmayan Başak hiç değilsin."

"Gerçek yüzümle tanışmak seni hüsrana uğratmış olmalı sevgilim." 

"Aksine kararım karşısında eğilirim. Pijaması bile tertipli, eşofman giymeyi kendine hakaret sayan Başağa aşığım çünkü seni öyleyken sevdim. Ama ben en sevdiği renk pembe olan Başağa da aşığım." Bu gizli bilgiyi ona kim vermişti. "Çatma kaşlarını. Seni baştan tanıyacağım derken ciddiydim. Kimsenin sevdiği renk beyaz olamaz Başak. Beyaz renk bile değildir ve sen bunu çok iyi biliyorsun."

"Annem hep en temizini seçmemi ister."

"Ama sen en renklisini, pembeyi seversin hatta ikinci sevdiğin sarı."

"Onu da bilemezsin ya."

"Bu renklerle çalıştığında çok mutlusun. Özenle tüm tonları seçip uymazsa kendin bir renk tonu oluşturuyorsun. Biri beyaz temalı bir ev seçtiğinde bu ne böyle morg gibi diyorsun. Ama o zamanlar senin evinde bembeyazdı."

"Annem döşemişti." Heyecanla altından kalkıp kendimi yatak başlığına yasladım. "Biliyor musun yeni evim rengarenk. Hatta bir tane bile beyaz eşyam yok. Evi hayal ettiğim gibi döşedim. Her detayını ben yaptım. Hatta kütüphanem bile var." Gözleri parladığında asıl sebebinin gözlerimde ki heyecan olduğunu biliyordum. 

"Türkiyeye döner dönmez misafirliğe geleceğim."

"Ne misafirliği aşk olsun. Kendi evin gibi aşkım. Gerçi senin gibi bir prense yakışmaz. Baban kral olunca bir köşkte yaşamış büyümüş birisin. Benim küçük dairem sana az gelir." Elleri iki yanımı bulup gıdıklamaya başladığında kahkaha atmaya başladım. 

"Rapuzele bak sen kuleye kapatılınca geldiği şatoyu unutmuş." Hem gıdıklayıp hem boynumu öpmeye başladığında kahkahalarım arttı. "Siz sanki apartmanlarda büyüdünüz hanımefendim."

"Fakir oldum ben ahh... ya yapmasana..."

"Alıyım sevgilime müstakil bahçeli bir ev. Yaşa kraliçeler gibi." İronisine söylerken bile o kadar ciddi değildi ki aslında beni ne kadar tanıdığının farkında değildi. 

Gıdıklamaları durduğunda anlını anlıma yasladı. "Bence benim evimin de gideri var." 

"Benim evim sensin Başak. Senin bulunduğun her yer güzel her yer eşsiz her yer huzur dolu." 

"Kahveyi zift gibi içmeyi sevmiyorum. Sadece kilo yapmasın diye karamel veya şekerli içmiyorum ama bayılırım öyle kahvelere." Benim ağzımdan duyduğu ilk itiraftı ama son olmayacaktı. 

Birlikte çıkıp Londra sokaklarını gezmeden önce bir kafeye girmiştik. Bana orada ki en karamelli ve şekerli içeceği söylemişti. Keyifle ve özlemle içeceğimi içerken onun her "ben" tarafımı iyileştireceğinden emindim. 

Sokak sokak, mekan mekan şehri gezmiştik. Girmediğimiz yer görmediğimiz eser kalmazken tam üç günümü onunla geçirmek bize iyi gelmişti. Her akşam romantik bir yemek yiyip kendimizi odaya atmıştık. 

Hiç bitmeyen arzu dolu ve şehvetli geceler yaşamak, onunla bir sürü anı biriktirmek, Başak Şerenin aşık yanını sarıp sarmalamıştı. 

KALPSİZİN BİRİ +18  | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin