-4-

6.7K 261 52
                                    

Kendime not :birdaha melisaya sivilce konusunda şaka yapma!
Evin içinde 3. Kez turlarken bunu aklıma iyice kazımıştım. Şuanı size anlatıyım : Gözü dönmüş, elinde pıçak ile beni kovalayan bir melisa VS  korkudan altına yaptı yapacak çitaya meydan okuyan , kendi terinde boğulmak üzere olan dünya güzeli ben ;)  -Barbara Palvin oluum boru değil-

"Canım arkadaşıım Melisaaa hadi dur artık bak 5 kilo verdim yaa "
"Bak ne güzel işte ama sen yanima gel bi bak bi şey konuşçaz"
"Ama bak beni pıçahlarsan üzüntüden kahrolursun yaa of dur artık! !"
"Hem bak ben bu gün çalışçağım yere gittim. " 
Adım sesleri kesildiğinde arkamı döndüm. Melisa koltuğa oturmuş bacak bacak üstüne atmış bir şekilde bana bakıyordu. "Hmm. Nasılmış???"
Yarım saattir  dil döktüğüm melisa bir cümleyle oturunca ona şaşkınlıkla bakmaya başladım.
O bana hala cevap istercesine bir bakış atıyorken yorgunlukla koltuğa oturdum. "Özürlü gibi bakmada bana cevap ver Eylül"  gözlerimi devirdim.
Ve saçlarımı at kuyruğu yaparken cevap verdim. "Çocuk resmen mini franchisco  adı berke 8  yaşında annesi zaten çok tatlı bir kadın villaları da buranın biraz büyüğü. Yarın 12.00'de gidip 18.00'da gelicem ama tabi saatler berkenin annesinin ne zaman geleceğine  bağlı. Anlayacağın işle ilgili hiç bir sorun yok  ve ben artık..." ayağa kalkıp ellerimi belime koydum. "Çalışan bir bayanım. " 
***
Sabah alarmın boktan sesiyle gözlerimi açtığımda koza haline gelmiş yorganımdan kurtulup banyoya gittim. Kısa bir duştan sonra saçlarımı kuruttum ve odama geçip siyah üzerinde çiçek motifleri olan tulumumu giydim. Saçlarımı dağınık bir topuz yapıp önlerden de biraz çıkarttıktan sonra kırmızı bir juz , rimel ve eyeliner ile  de makyajımı tamamladım.  Kırmızı çantamı elime alıp altına da dolgu topuk kırmızı ayakkabılarımı giydim. Dışarı çıkıp arabama atladım ve kontağı çevirdim.
***
Saat 12.15  olmuştu ve ben villaya yeni ulaşmıştım. Villanın bahçesine girdiğimde villaya doğru ilerlemeye başladım. Tam merdivenlerden çıkarken Gözde hanımla  karşılaştım.  "Ah bir tanem tam zamanında geldin berke de canım sıkılıyor diyip duruyordu. " . Gülümsedim ve merdivenleri çıkmaya başladım. Berke'nin dün piyano saati olduğu zaman gelmiştim iş görüşmesine yani berke beni hiç görmemişti. Zaten ben de onu evi süsleyen fotoğraflarından görmüştüm. Zile bastığımda kapıyı açan hizmetçiye teşekkür edip berke'nin odasına doğru yöneldim. Dün odasına bakmıştım.
Kapıyı açtım ve en tatlı ses tonumla seslendim "berke?"  Yatağında bana ters bir şekilde oturmuş, tablet oynuyordu. "Hıı"  Gülümsedim ve yanına geçtim yanında bağdaş kurduktan sonra ona baktım. Gözlerini yavaşça yüzüme getirdiğinde gözleri büyüdü. Daha sonra ise  yavaşça beni süzdü. Gözleri tekrar gözlerimi bulduğunda dudaklarını araladı. "Oha çok güzelsin!" Ben bir kahkaha patlatırken tableti kapattı ve yanına koydu.
"Sen de çok yakışıklısın küçük bey!" Oda bana gülümsedi sonra gözleri meraklı bir şekilde bana baktı. "Sen kimsin?"  "Ben senin bakıcınım"
Dedim ve elimle saçlarını karıştırdım.  Bir anda gözleri parladı.. "yani beraber oyun oynıyabilirmiyiz?"  Bunu bu  kadar heycanlı söylemesi çok komikti. "Tabii ki de oynıyabiliriz. En sevdiğin oyun ne?" Hiç düşünmeden sevinçle bağırdı. "Saklambaç!!!" 
***
Buğra saymaya başladığında hızla mutfağa girdim. Yemek yapan yaşlı teyzeye 'sus' işareti yaptıktan sonra masanın altına girdim. Örtü olduğu için beni göremezdi. Bir süre sonra adım sesleri uzaklaşıp yakınlaşmaya başladı. Galiba evi geziyordu sonunda adım sesleri masanın yanına kadar geldiğinde durdu. Daha  sonra ise  masanın çevresinde kapının tersine doğru yürüdü. "Sanem teyze Eylül ablamı gördün mü? " bunu sorduğunda kadının  masayı göstereceğinden adım gibi emin olduğum için sessiz ama hızlı bir şekilde masanın altından çıkıp kapıya kadar emekledim. Mutfaktan da çıkınca hemen duvara koştum ve elimi sert bir şekilde duvara çarptım.
"Sobe! Sobe!"
***
"18,19,20!"  Arkamı döndüm ve çevreme bakındım hiç kimseyi görmeyince
küçük adımlarla ilerledim. 5-6 adım sonra kolona yaslanmış olan berkenin saçını görmemle gülümsedim. Sanki hiç görmemisım gibi merdivenlere yöneldim. Bir kaç basamak çıktıktan sonra arkamdan koşma sesleri gelince arkamı döndüm. Berke elini duvara vurup gülümserken bağırıyordu. "Sobeee!"
***

"Eylül abla yarın da geliceksin dimii?" Gülümsedim. "Tabiki de geleceğim hem sen beni çok mu sevdin bakalım?"  "Hem çok sevdim hem de sen benimle oyun oynıyan 2. Kişisin." Bu dediğine şaşırsamda fark ettirmedim. Çocuk ya bu oyunlarla büyümeli, öğrenmeli . Yüzünü ellerimin arasına aldım ve eğilip yanağından öptüm. "Hadi görüşürüz canım."  Villadan dışarı çıktım ve oradan da arabama bindim. Gözde hanım çok iyi birisi  oyun oynamak istiyordur ancak tabii ki işleri çok yoğun. Ama bir bakıcı tutabilirlerdi yani benden önce. Arabadan indim ve kilitledim. Villadan içeri girdiğimde melisa koltukta oturmuş ağlıyordu. Hemen çantamı koltuğa atıp yanına gittim ve en tatlı sesimle konuştum. "Melisa iyi misin ne oldu??"
Kafasını kaldırdı "O... öldü..."  gözlerim büyürken melisaya sarıldım. "Kım öldü?"  Melisa burnunu çekti ve gözyaşlarını sildi . "Damooon. O öldüü ıhıhı." Melisa daha şiddetli ağlarken onu ittirdim ve yüzümü buruşturdum. "Gerizekalı yaa off" merdivenlerden çıkarken melisa hala damon diye bağırıyordu. Melisa aşırı derecede the vampir daires -umarım doğru yazmışımdır.- hayranı ve bazen ayarı kaçırabiliyor.  Üzerime pijamalarımı geçirdim ve telefonu elime alıp yatağa atladım.  1 mesaj.
Kimden:Melisa
1 bardak su getirirmisin?
Allahım yaa bir insan bu kadar özürlü olabilir mi?
Kime:Melisa
Sen niye bu kadar gerizekalısın?
Gelen mesaj beni gülümsetmeye yetmişti bile.
Kimden:Melisa
Çünkü ben senin muhteşem kusursuz hayatının tatlı kusuruyum.
Muhteşem? Kusursuz?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 03, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BAKICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin