Bölüm-4.İlk Gece

119 99 12
                                    

Elara, bir haftadır Zafir'in aramalarını yanıtsız bırakıyordu. Her gün Zafir'in numarasını ekranında gördüğünde telefonu eline alıp almama konusunda bir savaş veriyordu. Kalbinin bir tarafı onun sesini duymak isterken, diğer tarafı hâlâ aralarındaki son tartışmanın etkisiyle sitemkârdı. Zafir'in ısrarla aramaları kesilmiyordu; bu da Elara'nın içinde bir yerlerde hâlâ değer verildiğini hissettiriyor, ama aynı zamanda kafasını daha da karıştırıyordu.

Zafir içinse bu sessizlik dayanılmaz bir hâl almıştı. Hayatı boyunca gururu nedeniyle pek çok insanı kolayca kaybetmişti, ama Elara farklıydı. Onu kaybetmeyi göze alamıyordu. Her aramasında bir umut taşıyor, ama her yanıt alamadığında bu umut yerini daha derin bir çaresizliğe bırakıyordu. Geceler boyu düşündü, belki de hatasını telafi etmek için ona bir adım atması gerekiyordu.

Bir hafta sonunda Zafir, kararını verdi. Elara'nın hayatında hâlâ bir yerinin olduğunu hissediyorsa, bunu kanıtlamalıydı. O akşam, Kayseri'nin soğuk rüzgârına aldırmadan, şehrin en güzel çiçeklerini seçmek için bir çiçekçiye girdi. Renkli ve özenle hazırlanmış bir buket aldıktan sonra Elara'nın lokantasının önünde durdu. Derin bir nefes aldı, belki de hayatında ilk defa bu kadar heyecanlıydı.

Lokantanın içine girdiğinde, Elara'nın bakışları hemen ona yöneldi. Birkaç saniye boyunca birbirlerine sadece baktılar. Elara'nın gözlerinde şaşkınlık vardı, ama bu şaşkınlık kısa sürede hafif bir gülümsemeye dönüştü. Belki de Zafir'i beklediğini bile fark etmemişti, ama onu gördüğünde hissettiği mutluluk her halinden okunuyordu.

Zafir, kapının önünde kısa bir süre tereddüt etti. Elinde çiçeklerle ne diyeceğini düşünüyordu. Sonunda kararlılıkla Elara'ya doğru ilerledi ve çiçekleri ona uzattı.
- Elara... Bu bir hafta benim için inanılmaz zordu. Seni düşündüm, her gün. Ama aramızdaki bu sessizliği daha fazla sürdüremem.

Elara, çiçekleri aldı ve kısa bir süre onlara baktı. Hafif bir tebessümle, ama içinde belli belirsiz bir sitemle konuştu:
- Sessizlik zor geçti, değil mi? Ama belki de hak ettin, Zafir.

Bu sözler Zafir'i bir an afallattı. Elara haklıydı, ama o bu sessizliği bozmak için buradaydı. Gözlerinin içine bakarak ciddiyetle devam etti:
- Haklısın. Ama hak etmediğim bir şey varsa, o da seni tamamen kaybetmek.

Elara, bu sözlere karşılık vermedi. Çiçekleri tezgâha koydu ve birkaç saniye durdu. Sanki Zafir'in ne diyeceğini bekliyormuş gibi. Zafir, biraz daha yaklaştı. Gözlerindeki kararlılık Elara'yı etkiliyordu.
- Bu gece benimle kalır mısın? Konuşmamız gerek, sana anlatmam gereken şeyler var.

Elara, bir an şaşırdı. Bu teklif onun için beklenmedik olsa da, içinde bir yerlerde bu soruya hayır demek istemiyordu. Onun yanında olmanın verdiği huzuru bir haftadır özlediğini kabul etmek zordu, ama inkâr edilemezdi.
- Bu, her şeyin hemen çözüleceği anlamına gelmez, Zafir.

Zafir hafifçe gülümsedi, çünkü Elara'nın bu sözleri aslında bir kabul işaretiydi. Başını sallayarak cevap verdi:
- Çözüp çözmeyeceğimizi bilmem, ama bir şans ver. Tek istediğim, beni dinlemen.

Elara, tereddütlü de olsa başını salladı. Gözlerinde bir umut vardı, ama aynı zamanda kırılmaktan korkan bir kadının çekingenliği de... Bu gece, ikisi için de yeni bir başlangıç ya da belki de daha derin bir yüzleşmenin başlangıcı olacaktı.

Bu gecede Zafir'in Elara'ya anlatacakları, onların ilişkisinde yeni bir kapı açacak mı, yoxsa daha çox sorun mu yaratacak?

Elara, Aslı'ya sessizce mesaj yazdı: "Bu gece eve gelemeyeceğim. Yarın konuşuruz." Mesajı gönderdikten sonra telefonu cebine koydu. Derin bir nefes aldı, sanki önündeki gece çok uzun bir yolculuk olacakmış gibi hissediyordu. Zafir kapıda bekliyordu, bakışları kararlı ama aynı zamanda nazikti. Hiçbir şey söylemeden yürümeye başladılar.

"MÜPHEM"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin