[TAMAMLANDI]
Tuhaf tiplerle dolu hapishanede danışmanlığa başlayan William, aynı zamanda deli bir bilim insanı olan babasının inşa ettiği gizli laboratuvarda zorlu bir yolculuğa çıkar.
İyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ector
...
Başımdan aşağı akan sıcak su çıplak bedenimi sarıp sarmalarken, yaklaşık bir saate yakındır bu şekilde duşta durduğumu fark etmiştim.
Ne kadar süre buradaydım ben?
İki ay?
Hayır, belki de daha fazlaydı.
Zaman... zamanı anlamak güçtü, göz açıp kapayıncaya kadar günler arkamızda kalıyordu hızla. Ben dışarıda da bunu anlamazdım, burada hiç anlamıyordum. Zaman nasıl işlerdi ki? Buna gerçekten cevabı olan var mıydı yoksa yine kulaktan dolma bilgilerle aynı şeyleri mi tekrarlayacaklardı?
Leonard.
O bir insan değildi, olamazdı.
İnsanların içindeki pasif G-Gen'i aktifleştirerek yeni bir dünya yaratmaya çalışıyordu, insanlığın olmadığı bir dünya. Tuhafların hüküm sürdüğü, herkesin yeteneği olduğu bir dünyayı hayal bile etmek istemiyordum. Kaostan geçinmeyen bir dünyadan farksız olurdu. Özellikle de bu tuhaflıkların amaçları iyi olmayan insanların eline geçtiğini düşününce tüylerim diken diken oluyordu.
Leonard bunu başarırsa insanlar ya da tuhaflar diye ikiye de ayrılmazdık.
Yeni bir tür?
Belki...
O kadar çok kafa yoruyordum ki tonla ilaç almama rağmen başımın ağrısı geçmemiş, kendimi en sonunda sıcak suyun altına atarken bulmuştum ve işe de yaramıştı aslında. Gevşeyen kaslarımla rahatlamıştım. Her yer duman altı olmuştu ki beni izleyen kameraların görüşünü de bu sayede engelleyebiliyordum aslında.
Yani sanırım?
Başımdan aşağı akan suyu kesip ellerimle ıslak saçlarımı arkaya doğru tarayarak suyu akıttım ve arkamı döndüğüm gibi duş kabininden çıktım. Burnumu derince çektiğim sırada lavabonun önüne geldim çıplaklığımla ve buhar olmuş aynayı elimde silip yansımamı açığa çıkardım. Berbat haldeydim, hem de çok... derin iç çektiğim sırada geniş göğsü şişti ve yüksek sesle aldığım nefesi verip ellerimle yüzümü kapattım.
Omuzlarımdaki yükün geçen her saniye daha da arttığını hissediyordum.
Lavabonun önünden ayrılıp duş kabininin üzerine astığım havlumu aldım ve belime gelişi güzel bir şekilde gevşekçe başlarken banyodan çıktım. Ayaklarımla attığım her adımda ıslak sesler çıkarken masamın önünde durdum ve gözüm açık olan dosyaya gitti.
Yui...
Onu ikna etmem gerekiyordu.
O kızın bir suçu bile yoktu ve ben onu bile bile ölüme gönderecektim... Bunu basıl yapabilirdim ki? Ben böyle bir insan değildim, kimseye kötülüğüm dahi dokunmamışken ona bunu nasıl yapardım ben?