1.9

3.1K 94 6
                                    

Onsuz geçen 1 buçuk ay, resmen tükenmiş gibiydim. Sesini, kokusunu, tenini deli gibi özlemiştim. Bazı geceler ise uyku uyuyamıyordum onu düşünmekten.

Daha ne görevleri olacaktı Allah bilir, bundan daha uzunları olacaktı?

Hastaneden dönmüş evimde yemek yerken, bir anda yüreğime giren kasılma ile elimi hızlıca oraya koydum.

Orası canımı yakarken bir bardak su içtim. İçim buz gibi olmuştu.

Neydi bu birden giren ağrı?

İlk acısını kaybettiğinde ufak ağrıyla orda durmaya devam etti. Yemeğimide yiyememiş kalkmıştım sandalyemden.

Ayaz, Utku'nun o sert çıkışından sonra hiç yanıma gelipte bulaşmamıştı bana. O yüzden kafam rahattı.

Koltuğun üstüne oturup televizyon izlerken, yarım saat geçmiş olmasına rağmen yüreğimdeki nedensiz ağrı devam etti.

Telefonum çaldığında uzanıp sehpamdan aldım. Yabancı bir numaraydı, açıp kulağıma koydum.

"Efendim?"

"Ülkü yenge?" Bu ses tanıdıktı.

"Efe?"

"Benim yenge"

"Neden sen aradın? Metehan nerede?"

Yüreğimdeki ağrının şiddeti artarken, ellerim titremeye başladı. İçimi şimdide korku sarmıştı.

"Yenge.. Metehan Komutanım.."

Konuşmuyordu ve beni öfkelendiriyordu.

"Konuşsana lan! Susma söyle ne oldu ona? Ne oldu!"

"Yenge, komutanım ağır yaralı, az önce yoğun bakıma alındı"

"Ne?" Diye bir ses dudaklarımdan kaçmıştı.

"Şehir Hastanesindeyiz"

Sesler boğuklaşırken yüreğimdeki ağrı büyük bir yangına dönüştü.

Demek yarım saattir, o can çekişiyor diye benim yüreğim ağrıdı..

Telefon kulağımdan kayıp düşerken aynı zamanda da göz yaşlarımda düşmüştü. Hiç beklemeden olduğum gibi ayağıma ayakkabıyı geçirip koştura koştura anayola inmiştim.

Elimi uzatıp indiğim anayoldan taksi çevirmiş içine binmiştim.

"Şehir hastanesi biraz hızlı olur musunuz?" Dedim ağlayarak.

"İyi misiniz?"

"Değilim hiç iyi degilim! Bütün hayatım şuanda yoğun bakımın içinde can çekişiyor nasıl iyi olayım?!"

Adam bir şey demeden hızlıca beni şehir hastanesine getirmişti araçtan inerken, "para?" Diye sormuştu.

Elimi cebime atıp elime gelen iki yüzü uzatmıştım, hızla hastanenin içine koşarken adam arkamdan bağırmıştı.

"Paraüstün kaldı!"

Umursamadan hastaneye girdim. Koridordaki uzun masada olan görevli hemşirelere yöneldim.

Metehan'nın nerede olduğunu öğrendiğim gibi koşar adım merdivenleri çıkıp olduğu yoğun bakım kapısına koşarken iki taraftan tutuldum.

"Yenge!" Diye iki ses duydum.

Efe ve Gökhan tutmuştu beni.

"Bırakın lütfen"

"Yenge olmaz, kimseyi almıyorlar"

İzler SilinmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin