Kim Namjoon, kendisine verilen görevi yerine getirmek için sahte bir aile kurmaya karar verir fakat birbirlerinden deli gibi nefret eden Taehyung ve Jungkook'un, kardeş rolü için berbat bir ikili olduğunun farkında değildir.
!slow burn enemies to l...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎵halsey - castle
Sabahlamalarından sonra okula gitmek için uyanmaları gerekirken ne Taehyung uyanabilmişti, ne de Jungkook. Taehyung alarmı çalan telefonunu tamamen kapatırken; Jungkook, onu uyandırmak için odasına gelen herkesi küfürler ederek kovmuştu. Bunun üzerine okula bir gün daha gitmemelerine karar verilmiş, uyumalarına izin verilmişti.
Akşama doğru uyandıklarında ikisi de fazlasıyla uysaldı. Taehyung için alışıldık olan bu durum, Jungkook'u garip gösterse de evdeki herkes onun uyku sersemi olduğu için uysal olduğunu düşünüyordu. Onlara göre Jungkook, Taehyung ile uğraşmadan bir saniye bile duramazdı çünkü.
Cuma günü ise her zamanki gibi okula gitmiş, son derece sıkıcı ve olaysız günler geçirmişlerdi. Hafta sonu, yani cumartesi günü, okulun yaptığı haftalık deneme sınavlarına katılmışlardı. Hayatında en son ne zaman sınava girdiğini unutan Jungkook için fazlasıyla zor dakikalar olmuştu. Deneme sınavı sebebiyle sınıfları değiştiği için yanında oturan Taehyung'a, sürekli kağıdını göstermesini söylüyordu ama Taehyung ona kitapçıkların aynı olmadığını söyleyip önüne dönüyordu. Bunun üzerine Jungkook, hiçbir şey anlamayarak sağdan soldan baktığı cevapları optiğine işaretleyerek sınavını erkenden bitirmişti.
Şimdi de okulun ikinci haftalarına başlıyorlardı. Bugün Jimin yanlarında olmayacaktı çünkü Namjoon, onu Jung Hoseok'un çalıştığı şirkette stajyer olarak işe başlatmıştı. Jimin haftanın ilk üç günü Jung Hoseok'un şirketinde ve onunla aynı katta çalışacaktı.
Taehyung duyduğu seslerle yüzünü buruşturarak gözlerini açtı ve yatağında doğrulurken gerinerek esnedi. Gözlerini açmakta zorlanırken yastığının yanındaki telefonunu alıp saate baktı. Dersin başlamasına bir saat vardı. Ayaklarını yataktan sarkıttı ve ev terliklerini giyinip ayağa kalktı. Uyuşuk adımlarla odasından çıkıp lavaboya doğru adımladı.
İçeri girip telefonunu bir kenara bıraktı ve soğuk suyu açarak yüzünü yıkadı. Kendine geldikten sonra yeşil diş fırçasını çıkarıp dişlerini fırçalamaya başladı. O ayna karşısında dişlerini fırçalarken, tamamen kapatmadığı, kapı açıldı ve içeri bir anda Jungkook girdi. Esmer oğlan, ağzındaki fırçayı çıkarmadan ellerini bıraktı ve Jungkook'a homurdanarak çıkmasını istediğini belli etti. Ama Jungkook onun konuşamadığı için çıkardığı tüm homurtuları görmezden geldi.
Jungkook esneyerek, "Bekleyemem valla," dedi. Sabırsız biri olduğunu her zaman belli ediyordu. Taehyung'un yanına geçip oğlanın kalçasına kendi kalçasıyla vurdu ve onun hafifçe sağ tarafa doğru kaymasını sağladı. Taehyung sol elini yumruk yapıp onun omzuna vurunca Jungkook yerinden hafifçe kıpırdadı ama hiçbir tepki vermedi.
Küçük olan, hızlıca yüzünü yıkadıktan sonra aynen Taehyung'un yaptığı gibi dişlerini fırçalamaya başladı. Aynadan birbirlerinin yansımalarına bakarken Taehyung gözlerini devirmişti. Ağzında mor diş fırçası olan Jungkook sırıttı ve ardından dudaklarını büzülmeye zorlayıp öpücük attı. Taehyung buna da göz devirdi. Ama içten içe o da sırıtıyordu, gözlerinden belliydi.
