~ Bismillahirrahmanirrahim ~
{32. BÖLÜM}
Melek gittikten sonra üzerinden kalkan o yükün hafifliği ile mutfağa girmişti genç kadın. Şarkı listesinden sözsüz türk musikisi açıp huzurla Ali'nin en sevdiği yemekleri yaptı.
Hünkar beğendi, sebzeli mercimek çorbası ve çoban salatayla yemek faslını bitirip hızlı bir yalancı tiramisu tatlısını da aradan çıkarıp buzdolabına koymuştu.
Ali Haydar işten her an gelebilirdi. Bu yüzden yeterince kirlenip koktuğunu düşünerek koşarak yatak odasındaki banyoya attı kendini. Bugün temizlikle epey yorulduğundan mı, yoksa Melek'in vücudundan aldığı yüklerden mi bilinmez, suyun altında tamamen gevşediğini hissetmişti Nazenin.
Ona kalsa uzun uzun dururdu duşta bugün ancak kocasına da bu şekilde yakalanmak istemiyordu. Kim bilir ne kadar yorulmuştu sevdası... Arabada uyuduğu bir kaç saatlik uyku ile tüm gün çalışmıştı. Ah! Neden dinlenmesi yerine onu atölyeye göndermişti ki zaten?
Bornoza sarılıp banyodan çıktı. Elbise dolabından giysilerinin seçip üzerini giydi. Çok sevdiği kırık beyaz, uzun günlük ev elbisesi; v yakası olan eteklerinde güpür detaylı belden oturtmalıydı. Saçlarını da kurutup sol tarafına doğru bir örgüyle işini bitirdi Nazenin. Yatak odasında akşam ezanının sesini duyumsarken hemen kenara seccade serip huşu ile namazını eda etti. Namazı bittikten sonra da başındaki örtüyü yatağın üzerine bırakıp her zaman olduğu gibi başı açık günlük rutinlere koştu. Masaya lila bir örtü serip mutfaktan çatal bıçak kaşık üçlüsünü ve tabakları getirdi. Yemekleri ve salatayı da masanın bir kenarına koyduğunda her şey hazırdı.
Tam zamanında kapı zili duyulduğunda kalbi kabına sığmaz bir şekilde koşarak dış kapıya geldi. Vestiyerin aynasından üzerini kontrol ettikten sonra dürbüne uzandı. Evet, gelen Ali'ydi...
Kapının kolunu indirip açarken dışarıya görünmemek adına iyice geriye çekildi Nazenin.
Ali Haydar ise açılan kapıda kimseyi göremese de yorgun ve bitkin bir adımla evi olduğunu yeni yeni idrak edebildiği daireye girdi. Bir iki adımla kapıyı kapatmak için duvara döndüğünde karşısında gördüğü kadınla ağzı bir kaç santim açık, gözleri titrerken bakakaldı öylece.
Nazenin'in kızaran yüzü, açıkta kalan boynu ve sarıya çalan saçları... Adamın kalbini tarumar etmeye yemin etmiş gibiydi.
Genç kadın utanıp başını eğerken Ali de yaptığı şeyi idrak ederek boğazını temizleyip yutkundu ve gözlerini karısından çekmeden hızla kapıyı kapattı.
Aptal beyni, böyle bir güzelliği nasıl unutmuştu anlamıyordu!
"Hoşgeldin Ali..."
"Hoşbuldum." deyip içeri geçmeye niyeti olmayan ve şaşkın şaşkın yüzüne bakan adamın yanından sıyrıldı Nazenin ve önden yürüyüp bir nevi yolu gösterdi. Ali'sinin gözlerindeki o tanıdık küçük bir ifade bile deli gibi sevindirmişti kızcağızı.
Genç adam giden kadının ardından başını kaşıyıp tekleyen yüreğine anlam vermeye çabaladı. Kalbine ne oluyordu böyle?
Düşünmeyi sonraya erteleyip Nazenin'i yeniden görme arzusuyla hızla salona adımladı Ali Haydar. İçeri geçtiğindeyse masada çorbaları dolduran pembe yanaklı güzel yürekli kuzenine baktı yeniden. Sonra da usul usul masaya geçip sandalyesine oturdu. Hemen yanında çorbasını katıp önüne koyan bu güzel kadın karısıydı öyle mi? İmtihanların içindeki yardım gibiydi sanki Nazenin. Fakat neden sonra niye böyle düşündüğünü hatırlamaya çalıştı. Çünkü kuzeniyle olan biten hiçbir ilişkisini hatırlamıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNEMEÇ (✔️)
ChickLitİstihbaratta gizli görevde olan Ali Haydar ve babasını aynı uğurda kaybetmiş Nazenin'in aile apartmanında geçen aksiyon dolu aşk hikayesi. Adam sır küpüydü, kadınsa sabır... Adamın sırrı kadının sabrına mağlup olmamalıydı. Fakat hayat bu ya; hep olm...