1.7

3.8K 101 8
                                    

Gözlerim bu kez açıldığında güvenli bir gövdede olduğumu hissettim. Sımsıkı sarılmıştı bana. Üzerinde olduğum şey ise sedye değildi.

Metehan'nın yatak odasıydı burası. Başımı kaldırdığımda sıcacık topraklarla karşı karşıya geldim.

"Günaydın güzelim"

"Günaydın"

Dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

"Ne zaman geldik? Hiç hatırlamıyorum?"

"Ben, senin o kadar kötü olduğunu görünce çıkışını yapıp eve getirdim"

"İyi yaptın"

"Anlatır mısın? Neden o kadar kötü oldun?"

"Travmam var sedyede"

"Dinliyorum"

"Annemin nasıl katledildiğini gördükten sonra üzerimde büyük bir şok kalmıştı. Tedavi olayım diye güya amcam beni bir yere götürdü. Orda beni sedyeye yatırıp karanlık ve sessiz bir odada sabaha kadar kalmamı söylüyorlardı. İlk sedyeye olan korkum orda başladı. Sonra bende öfke nöbetleri, sinir krizleri başladı. Hastaneye yatırıldım hatta bağlandım ben o sedyeye. Bildiğin ruhumu bedenimi oraya bağlayıp kendime veya etrafa zarar vermemi engellediler. Ama ben oraya bağlı kaldıkça öfkem artıyordu. Beni oraya bağlayıp günlerce karanlıkta bıraktılar diye ben bu hale gelmiştim.

Ağabeyim kurtardı beni onların elinden. O anladı beni bu hâle getiren şeyin ne olduğunu. Birlikte psikoloğa gittik, ben ilaç kullanmaya başladım."

"İlacı neden kullandın?"

"Psikolojimi mâf etmişlerdi. Uyku uyuyamıyor, konuşamıyordum. Öfke nöbetleri geçiriyordum. Panik ataklarım oluyordu. Sosyal anksiyetede oldu bende. 3 yıla yakın kullandım. Hepsini aştım işte. Başardım."

Bana daha sıkı sarıldı.

"Neler yaşatmışlar sana böyle.." sesi titriyordu.

Koskoca komutanın sesi titriyordu..

"Seninle olamadım, yanında olamadım Özür dilerim."

"Bunun bir önemi yok, hepsi geçti"

"Sen çok güçlü bir kadınsın. Gurur duyuyorum seninle"

Anlımı öptü.

"Senin askeriyede olman gerekmiyor mu?"

"Gerekiyor"

"Gitsene"

"İşleri Efe'ye yıktım. Sorun yok idare ederler beni"

"İyi bari"

"Bu arada mobilyaların evine ulaştı. Gökhan'ı gönderdim eşyalar getirilirken evde dursun diye"

"Aa! Hemen gidelim!"

"Kahvaltı?"

"Boş ver kahvaltıyı kalk hadi"

"İyi misin peki?"

"Çok iyiyim sen merak etme"

Dolabı açıp mavi kot tulumumu çıkardım. Üstüme beyaz bir uzun kollu giyinip mavi kot tulumu giydim.

Saçlarımı dağınık bir topuz yapıp perçemlerimi yıldızlı çıt çıtlı toka ile yandan tutturdum.

Heyecandan tüm işim karışmıştı, banyoya girip yüzümü yıkadım. Hızlıca aşağıya indim. Koridorda ki çantamı alıp yeni evimin anahtarı ve telefonumu aldım yanıma.

İzler SilinmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin