~Değişmeyen tek şey, değişimin ta kendisiydi.
Zaman bir su gibi akıp geçerken hiç kimse onu durduramadı. Günler, haftalar ve aylar birbirini kovaladı.
Ve zaman akıp geçerken bir bir iyileşti tüm yaralar.
Elbette kolay olmadı. Sonuçta "Hyunjin" isimli ana karakterimiz, yan erkek karakter olarak okuduğumuz biricik ikizi "Sam"i öldürdü. Bunu yapmak zorunda ya da değil, mühim değildi.
Yıllarını iyileşmesi için harcadığı kardeşinin iyileşmeyeceğini anlamıştı. Bunun acısı yetmiyormuş gibi bir de kardeşi fazla ileri giderken onun sevdiği adama ve bebeğine zarar verecek raddeye gelmişti.
Eğer Felix'in taşıdığı bebek o gün orada ölseydi belki ikizinden nefret etmesi ve yeniden hayata başlaması daha kolay olurdu. Ama Sam kendine geldiğinde ettiği son sözler alfanın yüreğine saplanıp kalmıştı.
Hastane serüvenini atlattıktan sonra evlerine döndüler. Hyunjin bir süre bazı hislerle boğuşmak zorunda kaldı.
Gece rüyasında Sam'i görüp kan ter içinde uyandığı sayısız gün olmuştu. Bazen durup dururken gözleri doluyor, bazen bir anda elleri titremeye başlıyordu.
Ama Sam ve Hyunjin'i ayıran ince bir çizgiydi. Sam hiç iyileşmek istememiş, kardeşine bağlı yaşadığı hayatına devam etmişti. Belki de bu yüzden iyileşememişti. Hyunjinse elinde kalanlara sımsıkı sarılıp iyileşmek için her şeyi yaptı.
Hyunjin, zamanla iyileşti.
Biricik sevgilisi, ana karakterimiz Felix sayesinde.
Felix en başından beri saf bir çocuktu. Ailesinin akıl almaz isteklerini bile sırf ailesi olduğu için kabul etmiş, onlara saygısından ve güveninden hiç ödün vermemişti.
Ama bilmiyor muydu sanki onların gözünde hiç değerinin olmadığını?
Acı şeyleri kabullenmek her zaman kolay olmuyordu işte. Bazen insan düşünmüyordu, düşünmek istemiyordu.
Felix de düşünmeden yıllar geçirmişti. Çünkü düşünürse içinin içini yiyip bitireceğini, belki de Sam'den daha kötü bir hale geleceğini biliyordu.
Bu yüzden sessiz kalmış, sağ yanağına tokat atanlara sol yanağını çevirmişti.
Şansının bir yerde yüzüne güleceğinden de emin değildi ama buna inanmak istiyordu.
Saftı, kalbi temizdi; ama salak değildi.
Hyunjin ve Sam'in oynadığı oyunu anlamıştı Felix. Başta bunun olma ihtimalini çok düşük görüyordu ama içini yiyip bitiren kurt sonunda bu karmaşık bulmacayı çözmüştü. Felix kendiliğinden büyük oyunu anladığında inanılmaz bir öfkeyle sarsıldı.
Güven kaybı çok büyük bir problemdi. Ama Felix kendi problemlerini çözebilecek kadar akıllıydı. Öyle de yaptı. Önce öfkeyle yanıp tutuşan içini soğuttu, ardından da Hyunjin'e bir şans verdi.
Onu aslında kolay kolay affetmeyecekti. Ama bir anda yaşanan acı olay ve Hyunjin'in gözünün önünde mahvoluşunu izlemeye yüreği el vermedi.
Kucağını kocaman açıp alfanın sığınacağı liman olmaya karar verdi.
Çünkü Hyunjin bunu doğru yollarla yapmasa da Felix'i de, kendisi de, Sam'i de özgür bırakmıştı.
Sam...
En başından beri Felix'in ne kadar rutinlerine bağlı birisi olduğundan bahsederken asıl rutinlerine bağlı olanın Sam olduğundan bahsetmeyi unuttuk.
Sam, muhtaç olduğu için Hyunjin'in gölgesinden çıkmadı değildi mevzu, Hyunjin'in gölgesine o kadar alışmıştı ki oradan ayrılmak istemedi. Yıllardır benimsediği hayatı kenara bırakmadı.
Sonunda değişimi reddettiğinde onunla beraber iyileşmeyi de reddetti.
İyileşemedi. Kendi ayakları üzerine kalkıp savruk birkaç adım atma şansı olsa bile kardeşinin omuzlarından inmedi. Ve sırtını yasladığı kayanın sonsuz bir güçle kutsandığını düşündü.
Ama bu hikayedeki saf Felix değildi, Hyunjin'di.
Attığı her adım hataydı. Kardeşine gösterdiği şefkat isinin de sonunu getirdi. Hyunjin civataları çürümüş eski bir kapıydı, Sam de onun arkasında saklanıyordu.
Felix kapıyı birazcık ittirdiğinde domino taşı gibi devrilmişti işte ikizler birbirlerinin üzerine.
Sam hata yaptığını anladığında çok geçti.
Sam hep hata yaptığını sonradan anlardı. Ama bu sefer bir sonrası olmadı. Kimse bundan şikayetçi değildi.
Doğrusu buydu. Sam iyileşmeyecekti. Sam yaşadıkça ikisine de huzurlu bir hayat yaşatmayacaktı ve final yine aynı sona bağlanacaktı.
Zaten Sam de ölmeden önce bir damla bile göz yaşı dökmemişti.
Haklı sebepten dar ağacına çıkacağını bilen bir idam mahkumu gibi gülümsemişti. Olması gerekenin bu olduğunu o da biliyordu.
•
Felix'in karnı gittikçe büyüdü. Dokuz ayın sonuna geldiklerinde ise Hyunjin'in bebeğini doğurdu.
Sağlıklı bir erkek çocuğuydu; Sam.
Hyunjin unutamayacağı bir anıyı unutmak için savaşıp başaramayarak kendini yıpratmaktan vazgeçeli epey bir zaman oluyordu.
Aksine durumla barışmış, duruma alışmış ve kardeşini güzel anmaya karar vermişti. Böylesi daha sağlıklıydı.
Sam babasına ve artık hayatta olmayan amcasına korkunç derecede benziyordu.
Eğer reenkarnasyon gerçekse, Sam yeniden doğmuş olabilirdi.
Neyse ne, acı ne kadar büyük olursa olsun zaman bir şekilde geçiyordu ve yavaş yavaş zaman çizgisinin arkasında kalıyordu bütün olaylar.
Felix ve Hyunjin biricik oğullarını büyütürken huzurlu bir yaşam planlamışlardı. Hyunjin tüm yer altı saçmalıklarını bırakıp yukarı çıktı. Sam'den devraldığı şirketin başına geçerek orada başarılı bir kariyer çizdi kendisine.
Felix evde oğluyla vakit geçirdi, akşam olup biricik eşi Hyunjin'in gelmesini bekledi. Zaman, onlar için de su gibi akıp geçti...
Bu hikaye, en safın hikayesiydi.
Yani bu hikaye, Hyunjin'in hikayesiydi...
•
PUREST
FINAL
18.11.2024
Bir hyunjwang kaos- ay hikayesinin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız arkadaşlar. En başından beri destekleyen tüm okurlarıma sonsuz teşekkürler, iyi ki varsınız 🧡
Bu çok acayip bir hikaye oldu ama neyse öpüldünüz hadi çıkmadan alırım bi takibinizi

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purest | Hyunlix Omegaverse ✓
FanfictionFelix tertemiz kalpli, neredeyse saf denilecek kadar masum bir omegaydı. Ailesinin sırf gücü için evliliğe uygun gördüğü alfaysa resmen bir canavardı... (hyunlix, omegaverse, ayarlanmış evlilik, red/yellow flag, yaş farkı) #skz 🥇 16.11.2024 #changb...